Son Yazılar
- Kategoriler: Genel, İslam Ahlakı
“Allâh’ın onlara azap etmesine nasıl bir şey engel olabilir ki, Allâhü Teâlâ onlara azap etmesin? Halbuki onlar mü’minlerin Mescid-i Haram’ı ziyaret etmesini yasaklıyorlar.
Resûlullâh (s.a.v.) bir gün devesinin üzerinde ilerlerken, arkadaşları da O (s.a.v.)’in önünde yürüyorlardı. Hz. Muâz (r.a.): “Canım sana fedâ olsun, Yâ Resûlullâh! Cenâb-ı Mevlâ’dan niyâzım, bizim emânetimizi senden önce almasıdır.
- Kategoriler: Genel, Peygamberler, Siyer
Müfessir ve muhaddis sûfi İbni Atâ (r.âleyh) “Bu güvenli beldeye yemin ederim” (Tîn s. 3) ayetini tefsir ederken şöyle demiştir: “Allâhü Teâlâ Mekke’yi, Resûl-i Ekrem (s.a.v.)’in orada oturması ve onun içinde bulunmasından dolayı her bakımdan güvenilir bir şehir yapmıştır. Zira Resûlullâh (s.a.v.)’in mübârek vücûdu orada bulunduğu için orası güvenli bir yerdir
- Kategoriler: Genel, Peygamberler
Adem (a.s.)’ın yaratıldığı ve Cennet’e konulduğu gün Cuma günü idi. Yüce Allâh, melekleri Adem (a.s.)’a secde ettirdikten sonra “Ve alleme Âdeme’l esmâe küllehâ” ayetinde belirtildiği gibi ona her şeyin hatta zürriyetinden geleceklerin isimlerine varıncaya kadar, bütün yaratıkların (meleklerin bile) isimlerini birer birer öğretti
Ey iman edenler! diye başlayan Maide Suresi 51. âyetin ihtiva ettiği hüküm tüm müminleri içine almaktadır. Ayetin iniş sebebinin sadece bir kısım müminler olması, genelliğini etkilemez. Rivayet edildiğine göre, Ubâde b. Sâmit (r.a.) Hz.Peygamber (s.a.v.)’e demiş ki: “Benim bir takım yahudi dostlarım vardı. Ben Allâh ve Resûlü için onların dostluğunu bırakıyorum; Allâh’a ve Resûlü’ne sığınıyorum.”
- Kategoriler: Genel, Namaz, Temizlik, Abdest
Allâhü Teâlâ’ya imandan sonra farzların en büyüğü, en mühimi namazdır. Namaz imanın alâmetidir, kalbin nurudur, ruhun kuvvetidir. Mü’minin miracıdır. Mü’min bu sayede Hâkk Teâlâ’nın manevî huzuruna yükselir. Allâhü Teâlâ’ ya yalvararak manevî kurbiyyete erer.
- Kategoriler: Faziletli Ameller ve Sünnetler, Genel, İslam Ahlakı
Sabrın fazîleti hususunda, Allâhü Teâlâ sabredenleri birçok vasıflarla nitelemiş ve sabrı, Kur’an-ı Kerim’de yetmiş küsür yerde zikretmiş, birçok hayrı da o sabra bitiştirerek şöyle buyurmuştur: “Biz onlardan, sabrettikleri zaman, emrimizle hidayete ileten imâmlar yaptık.” (Secde s. 24); “Sabretmelerinden dolayı, Râbbinin en güzel kelimesi İsrailoğulları hakkında tamamlanmıştır.”
Allâhü Teâlâ, peygamberlere: “Peygamberlik görevini yerine getirdiniz mi?” diye sorduğu zaman, onlar: “Evet, getirdik.” diyecek; ümmetleri ise “Bize ne bir müjdeci geldi, ne de bir uyarıcı!” diye itiraz edecekler.
Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz diğer aylara göre şaban ayında daha çok ibâdet ve taatte bulunurlardı.“Şaban benim ayımdır.” ve “Şaban günahları temizleyendir” buyurarak bu ayın kadrini yüceltmişlerdir. (Keşfü’l Hafâ) Hz. Enes (r.a.), Resûlullâh (s.a.v.)’in oruçların en üstünü hangisidir? sorusuna cevâb olarak: “Oruçların en üstünü Ramazan-ı şerîfe ta’zîm ve hürmet için Şa’ban ayında tutulan oruçtur
DualarPeygamberlerHelaller ve HaramlarTasavvuf Yazıları
Merak ettiğiniz konu hakkındaki yazılarımızı bulun.