Son Yazılar
Hz. Ömer (r.a.) Allâh (c.c.)’dan kendisine ilhâm verilmesine mazhar olmuş değerli bir kimse idi. Yeni hayatın ihtiyaçlarını karşılamakta ve İslâm devletinin temellerini atmakta olağanüstü başarılı olmuştu.
Dünyanın muhtelif bölgelerinde suya sabuna dokunmak yasakken, Osmanlı’da köylerden şehirlere kadar her yerde su, hayatın merkezindeydi. Nezâfetle yoğrulan Osmanlı dünyasını keşfe çıkan seyyâhlar, gördükleri temizlik kültürü karşısında şaşırırlardı.
- Kategoriler: Faziletli Ameller ve Sünnetler, Genel, Siyer
Mevlîd-i Şerîf okutmak ancak Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz’i sevmekle olur. Ashâb-ı Kiram (r.a.e.) Efendilerimiz, Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz’i evlerine davet etmeyi büyük devlet bilirlerdi. Her müşkülleri hallolur, hayır bereket artar, evlerine feyz-i ilâhi, rahmet-i ilâhi dolardı.
Muhterem ve mübarek Âmine Hâtun birkaç kelime ile doğum gecesini şöyle anlatmıştır: “O gecenin ilk saatlerinde gök ehli birbirlerine şöyle bağırışıyordu: “Ey sema ve yer ehli! Bu gece öncekilerin ve sonrakilerin seyyidi, insan ve cinlerin Resûlü, Haremeyn’in nebîsi, iki kıblenin imamı, dünya ve âhirette şefaatçi, cihanın sultanı, Allâh (c.c.)’un Resûlü Muhammed Mustafa (s.a.v.) dünyaya gelecektir.”
Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz’in doğduğu gece, Îrân kralı (Kisrâ’nın) sarayı sallandı ve on dört burcu (kale çıkıntısı) yıkıldı. Fâris’in (Mecûsîlerin) bin seneden beri hiç sönmeden yanan ateşi söndü. Sâve gölünün suyu yere çekilip kurudu.
- Kategoriler: Akaid, Fıkıh, Genel, Sünnet ve Mezhepler
Dört hak mezhebi reddeden, müçtehid olmadığı halde şer’i delilleri sözde kitap ve sünnetten veya meâllerden çıkarmak sevdasında olan kimselerin büyük bir gaflet ve delâlet içerisinde oldukları şüphesizdir.
- Kategoriler: Genel, İslam Ahlakı, Sami Efendi Hz. ve Muh. Ömer Öztürk
Allâh (c.c.) bir kuluna hayır murad edince, onu dinde fakih kılar. Yani o kuluna dînin hükümlerini öğrenmeye istîdad verir. Ona kuvvetli hafıza, anlayış verir. Onu dünyaya tapmaktan korur. Ayıplarını gözlerinde canlandırır. Yani yaptığı kusurun derhâl farkına varıp tevbe eder.” (Beyhakî)
- Kategoriler: Akaid, Fıkıh, Genel, Helaller ve Haramlar, Muhtelif
Kur’ân-ı Kerîm’de “Allâh fâizin bereketini tamâmen giderir. Sadakası verilen malları ise arttırır. Allâh (harâmı helâl tanımakta ısrâr eden) vebâl yüklenici kafirlerin hiçbirini sevmez.” (Bakara s. 276) buyurulmuştur.
Sultan Ahmed, babası III. Mehmed, onun babası III. Murad ve onun babası II. Selim’den sonra, yâni Kanûnî’den beri, devlet işleriyle ilk defa bu derece ciddî şekilde ve kâbiliyet göstererek uğraşan hükümdardır.
DualarPeygamberlerHelaller ve HaramlarTasavvuf Yazıları
Merak ettiğiniz konu hakkındaki yazılarımızı bulun.