Sultan Abdülhamîd Han’ın haber alma teşkilâtı, gayet ince metodlarla çalışmıştır.
Endülüs’te üç aşamalı bir eğitim ve öğretim sistemi vardı. Altı yaşından itibaren başlayıp altı-yedi yıl süren ilk dönemde, diğer İslâm ülkelerinde olduğu gibi Kur’ân-ı Kerîm ve ilmihâl bilgileriyle Arapça ve şiir öğretiliyor, mekân olarak da küçük mescidlerle camilere yakın evler, öğretmenlerin evleri ya da devlet tarafından açılan yatılı mektepler kullanılıyordu.
Yeniçeri elbiselerini görmeleri kafidir. Çuval içindeki Osmanlı askeri elbiselerini adamlarınıza giydirin. Mahsûl zamanı, nehrin yakın yerlerinde dolaştırın. Karşıdan gören Fransızlar için bu kâfidir.” Bağ bahçe sahipleri hemen Osmanlı askerinin kıyafetini kapışırlar.
Avrupa kralları ve devlet adamları, tedâvi için Kurtuba’ya gelir, gördükleri medeniyete, güzel ahlâka, misâfirperverliğe hayrân kalırlardı.
Dünya dilleri içinde Türkçe, 20. Yüzyılda hiç uğramadığı bir kıyım ve kırıma uğradı. Bin yıllık, kendisiyle yüzbinlerce kitap yazılmış alfabesi saklandı. 1929 yılından itibaren Türkiye bürokrasisi kendi yazısını unuttu. Latin harfleri ile ifade-i merama mecbur kaldı.
Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarında yaşayan büyük velilerdendir. Anadolu’nun dînî, iktisâdî, askerî ve sosyal müessesesi olan ve kendisinin de bağlı olduğu “Ahîlik teşkilâtı” ile büyük hizmetler yapan Hacı Bektâş-ı Velî ve talebeleri, Osmanlı sultanları tarafından da sevildi ve hürmet gördü.
Hicret-i Peygamberî (s.a.v.), târihin seyrini değiştiren mühim bir hâdisedir. İslâm güneşinin Medîne-i Münevvere ufuklarında bütün meş’aleleriyle parlayarak, arzın her tarafını aydınlatmaya başlaması bu hicretten sonra başlar.
“FETÖ hıyaneti”nin asıl “gövde”si, İslamiyet’e yönelik operasyonların yapıldığı “hizmet ambalajlı hıyanet” dönemidir. Devlete ve iktidara yönelik olmadığı için mücadelede “milat” olamayan “dinlerarası diyalog” adındaki “Haçlı Saldırılar” karşılıksız kaldığı sürece, FETÖ ile mücadele de “geçici etkili narkoz” mesabesinde kalmaya mahkûmdur.
Roger Garaudy 1982’de müslümanlığı seçti. Bunun sebebini bir konferansında bütün dünyaya şöyle açıkladı: “Evet, bugün ben müslümânım. Niçin İslâm’ı seçtiniz, diyorsanız; İslâm’ı seçmekle çağı seçtim”, “İslâm, çağları arkasında sürükleyen bir dindir.
Müslüman coğrafyalar içinde zulümlerin belki de en büyüğüne, en uzun sürenine ve en sistematik olanına maruz bırakılan bölgenin adı Doğu Türkistan’dır. Çin hapishâneleri ve çalışma kampları işkencenin yoğun olarak kullanıldığı yerlerdir.
Sultan İbrahim, Osmanlı sahillerinin ortasında, Anadolu’dan 180 km. ötede, Kuzey Afrika’daki Türk toprakları ile deniz muvasalamızı kesen ve bir korsan yuvası hâlindeki Girit’i alma teşebbüsüne girişmiştir.
Sultan İbrahim, târihimizin en mağdur, en fazla iftira ve ta’rîze uğramış simalarından biridir. Onun mağduriyeti, asırlar geçmiş olmasına rağmen, hâlâ devam etmektedir.
İslâm Dünyası’nda bilimin gelişimini sağlayan diğer bir kurum da gözlemevleridir. Gözlemevleri, esasen ilk kez İslâm Dünyası’nda ortaya çıkmış önemli bir araştırma kurumudur.
Türkistan İslâm medeniyetinin kuruluşunda yetiştirdiği ilim ve fikir adamları ile müstesnâ bir mevki kazânır Bu ilk devrede yetişen Türk âlimleri arasında bu medeniyetin kuruluşu ve İslâmiyet’in yayılışı bakımından çok önemlidir
Gaznelî Mahmud Hindistan hakkındaki düşüncelerini gerçekleştirmek için, hicretin 404’üncü senesinde, cihâd istikâmetini oraya yöneltti. Bu defa putperestliğe kat’î darbeyi indirmeğe azmetmişti.
Türk asıllı Müslüman büyük bilgin Hârezmî’nin bulduğu cebir ilmini tam mânâsıyle Avrupa’ya tanıttı. Gene Müslümanların bulduğu trigonometri, Avrupa’da yayılarak müsbet ilimlerin gelecekteki gelişmelerine zemin hazırladı.
Akşemseddin Hz. fethin müjdesini aldığını belirterek fethe âit Hadîs-i Şerîf’i okudu Mehter yeri göğü inletircesine çalıyor dîn ve tarîkat adamları, duâlar, âyetler, îlâhiler okuyordu Topkapı sırtlarında burçlara Türk sancağı dikilmiş ve İstanbul fetholunmuştu
Gemiler Kasımpaşa’dan Haliç’e ininceye kadar Bizans tarafından fark edilemedi O devirde Bizans’ta hurafe o kadar yaygındı ki sabaha karşı gemilerin süratle Haliç’e doğru geldiğini görenler; “Bu Müslümanlar bize sihir yapıyor" diye seyre daldılar
Hayber’deki kalelerin en büyüğü olan Kamus Kalesi’ndeki halkın savunma konusunda […]
Osmanlı’da Hz. Peygamber (s.a.v.) sevgisi bir başka neş’e ile tezâhür […]