“Haçlı lejyonerleri”nin 15 Temmuz 2016’daki “vekâleten işgal teşebbüsü”nün üzerinden 7 yıl geçti. Yıllardır devam eden mücadele sonrasındaki fotoğrafa bakıldığında, fitne çınarının sadece dallarından bir kısmının budandığı görülmektedir. Ana gövde aynen durmaktadır. Yani, sadece suça bulaşan örgüt üyelerini cezalandırarak FETÖ’yü yok etmek mümkün değildir. Hukukî mücadele elbette değerlidir. Ancak bununla birlikte FETÖ’nün temellerindeki ihanetler de ifşa edilerek, toplumdan ayrışması sağlanmalıdır. Oysa FETÖ ile mücadele, sadece “buzdağı”nın görünen kısmına yönelik bir sığlıkta yürütülmektedir. Asıl FETÖ, 1960’lara kadar inen ve hâlâ “zararsız(!)” olarak bilinen bölümde gizlidir. “Hizmet cemaati olarak başlamışlardı, büyüyünce yabancı istihbarat örgütleri tarafından FETÖ’ye dönüştürüldü” yaklaşımı, bu örgüte yardım ve yataklık anlamında bir saptırmadır. “FETÖ hıyaneti”nin asıl “gövde”si, İslamiyet’e yönelik operasyonların yapıldığı “hizmet ambalajlı hıyanet” dönemidir. Devlete ve iktidara yönelik olmadığı için mücadelede “milat” olamayan “dinlerarası diyalog” adındaki “Haçlı Saldırılar” karşılıksız kaldığı sürece, FETÖ ile mücadele de “geçici etkili narkoz” mesabesinde kalmaya mahkûmdur. Bunun için TBMM ve Diyanet’in yıllar önce açıkladığı raporlar yeterli değildir. Bu raporların gereği yapılmalıdır. Sağlam kaynaklardan alınan doğru din bilgilerinin herkese ve özellikle de çocuklarımıza öğretilmelidir. Bugün en tehlikeli salgın haline gelen “din istismarı”nı önlemenin tek yolu, İslâmiyet’in doğru olarak öğrenilmesini ve yaşanmasını sağlamaktır. Bugün, “Prof; âlim; hoca” gibi etiketlerle ortalığa saçılan nice enfeksiyonlu tipler, İslâmî kuralları lastik gibi sündürerek yaptıkları ucuz yorumlarla popüler olmaktadır. Feto’nun yaptığı gibi, İslâmiyet’i bize ulaştıran binlerce âlimi yok sayan bu reformcular, kendi sapık düşüncelerini “İslâm” diye yaymaktadır. Kısaca Haçlı- Siyonist ittifak, İslamiyet’i yozlaştırmaya yönelik “Reform(!) Projesi”ni, aynı sinsi yöntemlerle, içimizdeki yeni taşıyıcılar üzerinden devam ettirmektedir. Gerçek İslâmî bilgilerle tahkim edilmeyen beyinler, bu; uzaktan kumandalı çakma âlimler tarafından iğfal edilmektedir. (Nuh Albayrak, 14 Temmuz 2022/Star)