Takva ve Vera Nedir?

Takva ve Vera Nedir? başlıklı yazımızı siz değerli okuyucularımızın istifadesine sunuyoruz.

İbâdet, mükelleflerin (erginlik çağına eren akıl sahibi insanların) nefislerinin arzu ve temayüllerine muhalefeti ve Rablerini tâzim için yapmış oldukları yapılması sevâp olan, Allâh (c.c.)’a yakınlık ifade eden özel tâatleridir. Tâatin aslı veradır. Vera’nın aslı takvâdır. Takvanın aslı nefis muhasebesidir. Nefis muhasebesinin aslı Allâh (c.c.)’un azabından sakınmak, nimetini ummaktır. On şey nefse gerekli görülmeyince verâ tamamlanmaz:

1. Dil ile gıybetten korunmak,

2. Kötü zandan sakınmak,

3. Halk ile alay etmekten geri durmak,

4. Haramlara bakmamak,

5. Doğru sözlü olmak.

6. İmân nimetinden dolayı Yüce Allâh’a minnettar olmalı ve kendi kendini beğenmemek,

7. Malı hak yolunda harcamak ve bâtıl yollarda harcamamak,

8. Yükseklik ve büyüklük dileğinde bulunmamak,

9. Beş vakit namâzı vakitlerine, rükü ve secdelerine dikkat ve itina ederek korumak,

10. Ümmet ve cemaat üzere istikamet etmek.

Ebû Musâ el-Eş’ari (r.a.)’den rivayet edildiğine göre: “Herşeyin bir haddi vardır. İslâm’ın hududu da verâ, tevazû, sabır ve şükürdür. Vera işlerin kıyam ve sebatına, sabır cehennem ateşinden kurtuluşa, şükür de cennete nail olmaya sebeptir.”

Hasanü’l-Basri (rh.a.), Mekke’de Hz. Alî (k.v.)’nin oğullarından, arkasını Kâbe’ye dayayıp halka vaaz eden bir gence: “Dinin sebat ve kıyamına sebeb olan şey nedir?” diye sordu. Genç, “Verâdır!” dedi. Hasanü’l-Basrî (rh.a.): “Dinin âfeti nedir?” diye sordu. Genç: “Tamahtır!” dedi.

Avâmın verâsı, haramdan ve haram şüphesi bulunan şeyden sakınmaktır. Havassın verâsı, içinde hevâ ve nefis için şehvet ve lezzet bulunan şeyden sakınmaktır.

(Muhâsibî, 52-53.s.; M. Asım Köksâl, İslâm Tarihi, 8.c., 853.s.)