Âlimler şu konularda görüş birliği etmişlerdir: Sabah namazının farzında, akşam ve yatsı namazlarının farzının ilk iki rekâtında kırâat açıktan okunur. Öğle ve ikindi namazlarında, akşam namazının farzının üçüncü rekâtında, yatsı namazının üçüncü ve dördüncü rekâtlarında kırâat gizli yapılır. Cuma namazının farzında, bayram namazlarında, terâvih namazlarında ve terâvih namazının ardından kılınan vitir namazında kırâat açıktan yapılır. Bu durum imâm için de, tek başına namaz kılan için de böyledir. İmâma uyarak namaz kılan kimsenin, bu namazların hiçbirinde açıktan okumayacağı konusunda âlimler görüş birliği etmişlerdir. Ay tutulması sırasında kılınan namazda kırâatın açıktan olması, Güneş tutulması sırasında kılınan namazda kırâatin gizli olması sünnettir. Yağmur duâsı için kılınan namazda kırâat açıktan yapılır. Yağmur duâsı namazı dışında, gündüz kılınan nâfile namazlarda kırâat gizli yapılır. Gündüz kılınan cenâze namazında kırâat gizli yapılır. Sahîh olan ve âlimler tarafından tercih edilen görüşe göre, cenâze namazı gece de kılınsa kırâat yine gizli yapılır. Hanefî mezhebine göre, kırâatin açıktan okunacağı yerlerde imâmın açıktan okuması vâciptir. Açıktan okumazsa, vâcibi terk ettiği için sehiv secdesi yapması gerekir. Namaz kılan kimse, daha önce de söylediğimiz gibi, namazda gizli okunması gereken kırâati ve söylenmesi gereken “Allâhü ekber, sübhânallâhil azîm” gibi zikirleri, sesini kendisi duyacak kadar sesli söylemelidir. Kulağında bir özür olmadığı hâlde sesini kendisi duyacak kadar yükseltmeyen kimsenin kırâati de zikri de geçerli değildir. (İmâm Nevevî, el-Ezkâr, c.1, s.149-151)