İbn Mâce’nin rivâyet ettiği, Emîrü’l Mü’minîn Alî (r.a.) onun da Resûlullâh (s.a.v.)’den bildirdikleri hadîs-i şerîfte: “Şa’ban ayının onbeşinci gecesi gelince, gecesini namazla, gündüzünü oruçla geçiriniz.” buyruldu.
Resûlullâh (s.a.v.) buyurdu ki: “Şaban’ın 13. gününün orucu 3000 sene oruç gibidir. 14. günün orucu, 3000 sene oruç gibidir. 15. gün ise, 13.000 seneye denktir.”(Suyûtî) Resûlullâh(s.a.v.)’e, “Ramazan’dan sonra hangi oruç daha üstündür” diye sorulduğunda: “Ramazan’a hürmeten Şaban orucudur” buyurdu.
Receb-i Şerîf’in yirmi yedinci gecesi on iki (12) rek‘at namâz kılınır. Her iki rek‘atta bir selâm verilir. Her rek‘atta bir (1) Fâtiha ve on bir (11) İhlâs okunur.
“Kulunu geceleyin, delillerini göstermek için, Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığı Mescid-i Aksâ’ya götüren Allâh, noksan sıfatlardan münezzehtir. O, her şeyi çok iyi işiten, çok iyi görendir.” (İsra s. 1)
“Eşhur-u hurum (hürmetli aylar)” denilen dört ay da oruç tutulması fazîletli olan aylardandır. Bunlardan üçü peşpeşe gelen Zilka’de, Zilhicce ve Muharrem ayları, dördüncüsü de tek olan Receb ayıdır. İşte bunlar sene içinde nafile oruç tutmanın çok sevap olduğu fazîletli ay ve günlerdir.
Receb-i Şerîf’te Okunacak Duâ: Bi’smi’llâhi’r- rahmâni’r- rahîm Allâhümme bârik lenâ fî Recebe ve Şa’bân ve belliğnâ Ramazân vahtim lenâ bi’l-îmân ve yessir lenâ bi’l- Kur’ân.** (Bu duânın, sayı sınırlaması olmamakla berâber, Receb-i Şerîf boyunca günde 100 def‘a okunması fazîletlidir.
Ramazân-ı Şerîf’in karşılayıcısı durumunda olan mübârek aylardan Receb ayının ilk Cum’a gecesine Regâib gecesi denir. Bu geceye Regâib gecesi denmesinin asıl sebebi şudur: Bu gecede Peygamberimiz (s.a.v.)’e hâs bazı manevî ihsânlar gerçekleşmiştir ki olmasıdır ki bunun şükür ifâdesi olarak Peygamberimiz (s.a.v.) on iki rek‘at namâz kılmışlardır.
Resûlullâh (s.a.v.) Receb Ayı’nı oruçlu geçirmenin fazîletlerini anlatırlarken yaşlı bir adam: “Yâ Resûlallâh (s.a.v.), ben Receb Ayı’nın hepsini oruçlu geçiremem.” dedi. Resûlullâh (s.a.v.) yaşlı adama: “Sen Receb ayının birinci, on beşinci ve sonuncu günleri oruç tut, hepsini tutmuş sevâbına kavuşursun. Çünkü sevâblar on misli yazılır. Fakat sen Receb-i Şerîf’in ilk Cuma gecesinde gâfil olma ki, melekler o geceye Regâib Gecesi demişlerdir.
Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: “Şüphesiz Recep, Allâhü Teâlâ’nın kendisinde sevapları katladığı, tevbe edenlerin günâhlarının silindiği, duâların kendisinde kabul edildiği ve sıkıntıların kendisinde açıldığı büyük bir aydır” (Kenzül Ummal) “Recep, Allâhü Teâlâ’nın ayıdır. Şaban, benim ayımdır. Ramazan ise ümmetimin ayıdır.
Efendimiz (s.a.v.)’in emir ve vasiyetlerinden biri, Cuma günü ve gecesinde Kur’ân-ı Kerîm’den Kehf sûresinin okunmasını itiyad (alışkanlık) haline getirmemiz hakkındadır. Kezâ aynı gün içinde Âl-i İmran, Yasin, Hâmîm Dühân surelerini okumamız Efendimiz (s.a.v.)’in emirleri iktizâsındandır (gereğincedir).
E‘ûzü bi’llâhi mine’ş- şeytâni’r- racîm. Bi-smi’llâhi’r- rahmâni’r- rahîm. Selâmün ‘aleyküm ketebe rabbüküm ‘alâ nefsihi’r-rah-meh. Selâmün aleyküm bi mâ-sabertüm feni‘me ‘ukbe’d-dâr. Selâmün aleykümü’dhulû’l- cennete bi mâ-küntüm ta‘me-lûn.
Safer ayının ilk ve son çarşamba gecesi, gece yarısından sonra yeryüzüne inecek belâlardan Allâh (c.c.)’un izniyle korunmak için imsâkten önce dört rek‘at nâfile namâzı kılıp Fâtiha’dan sonra zamm-ı sûre olarak, birinci rek‘atte 17 “Kevser”; ikinci rek‘atte 5 “İhlâs”; üçüncü rek‘atte 1 “Felâk”; dördüncü rek‘atte 1 “Nâs” sûrelerini okuyup selâmdan sonra duâ edilecektir.
E‘ûzü bi’llâhi mine’ş- şeytâni’r- racîm. Bi-smi’llâhi’r- rahmâni’r- rahîm. Selâmün ‘aleyküm ketebe rabbüküm ‘alâ nefsihi’r-rah-meh. Selâmün aleyküm bi mâ-sabertüm feni‘me ‘ukbe’d-dâr. Selâmün aleykümü’dhulû’l- cennete bi mâ-küntüm ta‘me-lûn.
Safer ayının ilk ve son çarşamba gecesi, gece yarısından sonra yeryüzüne inecek belâlardan Allâh (c.c.)’un izniyle korunmak için imsâkten önce dört rek‘at nâfile namâzı kılıp Fâtiha’dan sonra zamm-ı sûre olarak, birinci rek‘atte 17 “Kevser”; ikinci rek‘atte 5 “İhlâs”; üçüncü rek‘atte 1 “Felâk”; dördüncü rek‘atte 1 “Nâs” sûrelerini okuyup selâmdan sonra duâ edilecektir.
Cum’a gecesi Duhan sûresini okumalıdır. Ebû Hüreyre (r.a.)’in rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte: “Cum’a gecesi “Hâ mîm edduhân” sûresini okuyan afv edilir” buyuruldu.
Hadîs-i şerifte: “Beni İsrail’e bir gün oruç farz kılındı. O gün de, Muharremin onuncu günü olan Aşûra günüdür. Siz o gün oruçlu olunuz. Çoluk çocuğunuza iyilik yapınız. Bir kimse Aşûre günü çoluk çocuğuna iyilik yapsa, onları sevindirse, Allâhü Teâlâ ona senenin diğer günlerini iyi eder. Aşûre günü oruç tutanın orucu, kırk yıllık günâhına keffâret olur. Aşûre gecesini ihyâ edip, sabahleyin de oruçlu olsa, ölüm acısını anlamayarak vefât eder.” buyuruldu.
O gün, oruç tutulacak; fakat Muharrem’in sâdece 10’uncu günü oruç tutulmaz. (9.-10.), (10.-11.) veyâ (9.-10.-11.) günleri tutulur.
Muharrem’in birinci ilâ onuncu günü de dâhil her gün okunan duâ, sabahleyin üç def‘a okunacak.
Şeyh Şihâbuddîn-i Sühreverdî (k.s.)’dan nakledilmiştir ki: “Her kim, bu duâyı, Aşûre günü üç kerre okursa, ölümden de emîn kılınır. Elbette o sene ölümü takdîr olunan kimseye bu duâyı bu vechile okumak nasîb olmaz.”
“Zilhicce’nin sonuncu günü ile Muharrem’in birinci günü oruç tutan, geçmiş yılı oruçla bitirip, yeni yıla oruçla başlamış olur. Allâhü Teâlâ o orucu onun elli yıllık günâhına keffâret eder” buyurulmuştur.
“Resûlullâh (s.a.v.)’in bir bayram namazı hutbesinde; “Biz işte bu günümüze ilk olarak namazla başlarız sonra dönüp kurbanlarımızı keseriz. Kim bu şekilde hareket ederse şüphesiz bizim sünnetimize uygun davranmış olur” buyurmuştur.
Hz. Peygamber (s.a.v.), Arefe günü en ziyâde şöyle derlerdi: *“Lâ-ilâhe illa’llâhü vahdehû lâ-şerîke leh, lehü’lmülkü velehu’lhamdü bi-yedihi’l-hayr ve hüve ‘alâ külli şey’in kadîr.”