Allâhü Teâlâ: “(Ey Nebiyy-i Zîşân), Kadir gecesinin fazîletini sana hangi şey bildirdi” yâhud: “(Ey Habîb-i Edîb’im), eğer Allâhü Teâlâ sana Kadir gecesinin azâmetini ve Kur’ân-ı Kerîm’de olan şeyi bildirmemiş olsa idi, sen onu anlayamaz, ona muttalî olamazsın. Lâkin Allâhü Teâlâ Kadir gecesinin azâmetini ve Kur’ân-ı Kerîm’de olan hikmetleri sana bildirdi” demiştir. Kadir gecesini, muazzam ve hikmetler gecesi şeklinde tefsîr eylemişlerdir. Kadir gecesi, o mübarek gecedir ki, Allâhü Teâlâ “Katımızdan her hayırlı iş o gecede ayırt edilir.” (Duhan s. 4) buyurmuştur. Sonra Allâhü Teâlâ: “Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır” (Kadr s. 3) buyuruyor. Ya’nî, Kadir gecesinde işlenen bir sâlih amelin, kendisinde Kadir gecesi bulunmayan bin aydan hayırlıdır. “O gecede melekler ve rûh Rablerinin emriyle inerler her hayırlı iş için” buyuruldu. Sonra: “Kadir gecesi selâm ve selâmettir” buyurdu. “Tan yeri ağarıncaya kadar” buyurularak sûre bitiriliyor. O gece hastalık, falcılık olmaz. Bâzıları selâmdan murad, meleklerin yeryüzündeki mü’minlere selâm vermeleridir ki, sabaha kadar devam eder demişlerdir. Nebi (s.a.v.) buyurdu ki: “Kadir gecesinde bir kerre “İnnâ enzelnâ” sûresini okuyan, başka zamanda Kur’ân-ı Kerîm’i hatmedenden daha sevgilidir. Kadir gecesinde bir tesbîh, bir tehlîl, bir tahmîd söyleyen, benim yanımda, yedi yüz bin tesbih, tahmid ve tehlîlden kıymetlidir. Bu gece çobanın koyunu sağma müddeti kadar namaz kılanı, ibâdet edeni, bir ay bütün geceleri sabaha kadar ibâdetle geçirenden daha çok severim.” Nebi (s.a.v.) bu gece şöyle duâ edilmesini tavsiye etmişlerdir: “Allâhümme inneke afüvvün tuhıbbul afve fa’füannî” (Allâh’ım! Sen affedersin; afvetmeyi seversin günahlarımı affet!) diye duâ et.” (Abdulkâdir-i Geylânî (k.s.), Gunye’tü-tâlibîn, s.300-302)