Ehli Sünnet İtikadı Kurtuluştur
Ehli Sünnet İtikadı Kurtuluştur başlıklı yazımızı istifadenize sunuyoruz.
Bir kimse Ehl-i Sünnet ve’l Cemaat itikadına uygun bir şekilde yaşar ve bu şekilde son nefesini verirse biiznillah kurtuluşu tamamdır. Allâh (c.c.) yaptığı günâhları dilerse affeder, dilerse de günâhı bir müddet cezalandırdıktan sonra cennetine dahil eder. O kişi cehennemde ebedî kalmaz. Buna karşı, bir kimsenin itikadı bozuksa ne yaparsa yapsın kurtulması mümkün değildir.
Bu dünya hayatında en mühim mesele Resûlullâh (s.a.v.)’den ittifakla nakledilen inanç esasları üzere yaşayıp, yine bu düzgün îtikad üzere son nefesi verebilmektir. Bu yolda Allâh (c.c.)’un, her dönemde gönderdiği rehberler vardır. Bir gün, Hz. Selman (r.a.)’in de içinde bulunduğu bir mecliste Cuma Sûresi nâzil oluyordu. Resûlullâh (s.a.v.)’e: “Ashâba yetişmeyen ümmetlere de peygamber gönderildi” âyet-i kerîmesi nâzil olunca, orada bulunanlar: “Yâ Resûlullâh (s.a.v.), kimdir bu ashâba yetişmeyen ümmetler?” diye sordular. Allâh Resûlü (s.a.v.), cevap vermedi. İkinci defa aynı soru soruldu, Nebî (s.a.v.) yine cevap vermedi. Üçüncü defa sorulunca mübârek elini yanında bulunan Selmân-ı Fârisî (r.a.)’in omzuna koyarak: “Şunlardan öyle erler vardır ki, îmân Süreyya Yıldızı’nda olsa, varır yetişirler” buyurdu. Bu hadîs-i şerîf, muhakkik âlimler tarafından iki kişiye yorulmuştur. Birisi kendisi Fârisî olan ehl-i sünnetin reîsi ve fıkıh ilminin kurucusu İmâm-ı Â’zâm (r.a.), diğeri de Selmân-ı Fârisî (r.a.)’dir ki Hz. Ebûbekir (r.a.)’e ulaşan tarîkat silsilesinin ikinci postnîşinidir.
Bir müslüman bu mübarek zevâtın yollarından hakkıyla gider ve onlara tâbi olursa Allâh (c.c.)’un izniyle hiçbir ifsad hareketinden olumsuz yönde etkilenmeyecektir. Hadis-i Şerif’te Süreyya yıldızı örnek gösterilerek Resûlullâh (s.a.v.) burada erişilmesi en güç olan belki de mümkün olmayan bir yıldızı örnek göstererek, o erlere tâbi olunduğu takdirde bütün güçlüklerin bertaraf olacağını bizlere müjdelemişlerdir.
(Ömer Muhammed Öztürk, Sohbetler, c.2, s.49-51)