Namazı Bozan Şeyler
Namazı Bozan Şeyler başlıklı yazımızı istifadenize sunuyoruz.
Namaz kılan kimsenin, namaz içinde yemesi ve içmesi namazı bozar. Çünkü yemek ve içmek namaza aykırıdır. Kasden veya unutmak arasında fark yoktur. Namaz kılan kimsenin, dişlerinin aralığında kalan şeyi yemesi namazı bozmaz. Çünkü o dişin aralığında olan yemek, tükürüğe tâbi olduğu için, oruç dahî onun yenmesi ile bozulmaz. Bir kavle göre; “Diş aralığında olan şey, eğer nohuttan, az bir şey olursa bozmaz, fazla olursa bozar.” Namaz kılanın avret yerinin açılması veya pislikle beraber bir rükun edâ etmesi veyahut bir rüknün edası mümkün olacak kadar oyalanması namazı bozar. Eğer namaz kılanın namazda avret yeri açılmış olsa, namaz kılanın o açılan avreti, beklemeksizin örter ise, icmâen namazı caiz olur. Çünkü az bir zamanda çok açılma, çok zamanda az açılma gibidir. Bu, namaza mâni değildir. Eğer açılmayla bir rüknü edâ etse veya rüknü edâ mümkün olacak kadar oyalansa namazı bozulur. Namazı kılan kimsenin, namazda imâmdan başkasına hatırlatma yapması da namazı bozar. Çünkü başkasına telkin, öğretme ve öğrenmedir. Şu halde bu, insanların sözündendir. İmâmın ardında erkekler ve kadınlar olsa, imâma hades vâki olup yerine bir kadını geçirmekle imâmın ve cemâatin namazı bozulur. Çünkü imâm kendisine vekil olması uygun olmayan kimseyi yerine geçirmiştir. İmâmın namazının bozulması sebebiyle cemâatin de namazı bozulur.
(Molla Husrev, Gurer ve Durer, s.180-186)
Pratik Fıkhî Bilgiler
SUAL: Namaza nasıl niyet getirirmek gerekir?
CEVAP: Hanefi mezhebine göre; Farz namazlarla bayram ve vitir namazlarından bunları yerine getirirken hangi vakitler olduğunu belirlemek gerekir: “Bugünkü sabah namazına” diye niyet edilir. Yalnız farz namaza niyet etmek yeterli değildir. Böyle bir niyetle farz namazları tayin edilmiş olmaz. Fakat hangi namaz olduğu belirlenmeksizin vakit içinde: “Bu vaktin farzını kılmaya” diye niyet edilmesi kafi gelir. Rekatların sayısını anmaya gerek yoktur. Yalnız Cuma namazı böyle değildir; onu vaktin farzı niyeti ile kılmak olmaz; çünkü asıl vakit öğlenindir, cumanın değildir.
(Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslâm İlmihâli)