Ebû Ümâme (r.a.) şöyle dedi: “Farz ve nâfile namazlardan sonra Resûlullâh (s.a.v.)’e her yaklaştığımda onun şöyle duâ ettiğini işitirdim: “Allâhümmağfir lî zünûbî ve hatâyâye küllehâ, Allâhümme en‘ışnî vecburnî vehdinî lisâlihil a‘mâli velahlâkı, innehû lâ yehdî lisâlihihâ, velâ yasrifü seyyiehâ illâ ente (Allâhım! Bütün günâhlarımı ve hatâlarımı affeyle. Allâhım! Dünya ve âhirette derecemi yükselt. Kayıplarımı gider. Bana sâlih ameller ve güzel huylar nasip eyle. Şüphesiz sâlih ameller kazanmayı ve kötü huylardan korunmayı ancak sen lütfedersin.)” Enes ibni Mâlik (r.a.) şöyle dedi: “Resûlullâh (s.a.v.) namazı kılıp bitirince şöyle duâ ederdi: “Allâhümmec‘al hayra ömrî âhırahû, ve hayra amelî havâtimehû, vec‘al hayra eyyâmî yevme elkâke (Allâhım! Ömrümün sonunu hayatımın en hayırlı zamanı yap. Son amellerimi en hayırlı amellerim eyle. Sana kavuşacağım günü, yaşadığım günlerimin en hayırlısı eyle.)” Ebû Bekre (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, Resûlullâh (s.a.v.) namaz kıldıktan sonra şöyle duâ ederdi: “Allâhümme innî eûzü bike minel küfri velfakri ve azâbil kabri (Allâhım! Senin varlığını, birliğini inkâr etmekten, fakirliğe düşmekten ve kabir azâbından sana sığınırım.” Fedâle bin Ubeyd (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Biriniz namaz kılıp bitirince önce Allâhü Teâlâ’ya hâmdü senâda bulunsun, sonra Nebiyy-i Ekrem (s.a.v.)e salâtü selâm getirsin, ardından da dilediği şekilde duâ etsin.” Ukbe bin Âmir (r.a.) şöyle dedi: “Resûlullâh (s.a.v.) bana her namazdan sonra Muavvizeteyn’i (Felak ve Nâs sûreleri) okumamı emretti.” (İmâm Nevevî, el-Ezkâr, c.1, s.209-211)