Mü’min insanlar arasında güzel ahlâkı ile temeyyüz etmelidir. Kişi ilim, hilim, vakar, muhabbet, kerem, hayır ehli olmalıdır. Cömert ve işlerinde ihtiyâtlı olmalıdır. Hadîs-i şerîfte: “Halim, başkalarının kusurlarına aldırmayan; kerim, gücü yettiği halde afv edendir” buyurulduğunu Ebû Hüreyre (r.a.) haber vermiştir. Şeytân, ilim ile konuşan, hilm ile susan âlimden çok çekinir. Bu sözü İbrahim bin Edhem (r.âleyh)’in söylediği nakledilmiştir. İblis’in: “Âlimin sükûtu, kelâmından etkilidir” dediği de bildirilmiştir. Allâhü Teâlâ katında ilmini hilm ile süsleyen âlimden efdâl kimse yoktur. Hilm, hiddeti terketmek, şiddete tahammül etmektir. Bâzı kelâm ilmi âlimleri: “İnsanın zîneti hilm, zenginliği ilimdir” buyurdular. Bir hadîs-i şerîfte: “Yâ Rabbi! Beni ilim ile zengin et, hilm ile süsle” buyrulmuştur. İlim öğrenirken ehemmiyetli olanı öne alınmalıdır. İlmin en önemlisi de kıymetli olan ve sahibini doğru yola irşâd edendir. Fıkıh, tefsîr, hadîs ilimleri din ilimlerinin mühim olanlarıdır. Arabî ilimlerden önemlileri nahv ve meânî ilimleridir. Kıymetli, sağlam ve doğru yola götürücü olmayan ilim ile uğraşmamalıdır. Çünkü bu, fırsatı kaçırmak ve ömrü boş yere harcamak olur. Hangi ilmin daha kıymetli, daha önemli olduğu İhyâu’l-ulûm kitabında ilimlerin taksimi babında bildirilmiştir. (Seyyid Alizâde, Şir’atü’l İslâm)

İKİ MECELLE KAİDESİ ÖĞRENELİM

Def-i mefâsid celb-i menâfî’den evlâdır. (Mecelle 30. Kaide) Yani kötülüğün giderilmesi, menfaatin elde edilmesinden önceliklidir. Yani günâhtan kaçınmak, sevâb işlemekten önce gelir. Ehven-i şerreyn ihtiyar olunur. (Mecelle 29. Kaide) Bir kimse iki şerden birini seçmek mecburiyetinde kalırsa, diğerine nisbetle daha hafif olan tercih edilir.