“Sana Allâh (c.c.)’dan ittikâ etmeyi, O (c.c.)’e itaati, insanlara ezâ vermemeyi tavsiye ederim. Buna bilhassa Haremeyn-i Şerîfeyn’de dikkat edesin. Herkes seni gıybet etse bile, sen kimseyi gıybet etme. Nefsin için kimseden dünya malı alma. Ancak şerefinin müsâade ettiğini al. Onu da hayır yolunda sarfet. Mü’min kardeşlerin aç iken, yoksul iken, onu nefsinin şehvetleri için sarf etme! Kimseyi hakir görme! Kendini kimseden üstün görme! Kalbi ve bedenî ibâdetlere tahsîs-i nazar et, ömrünü bu şekilde geçir. Niyyet, ibâdetlerin ruhu olması sebebiyle bu hususta çok kusur ettiğin için şimdiye kadar hiçbir hayırlı iş yapmadım diye kabul et. Çünkü ihlâs olmadan niyyet sâlih olmaz. Senin büyüğünde ihlâs olmazsa sende de olmayacağı aşikârdır. Vallâhi ben, dünyâya ayak bastığım günden beri hayırlı amel yapamadım. Sen beni kendinden hayırlı zannediyorsun. Her hayırda kendini müflis saymamak cehlin son haddidir. Kendini müflis kabul ettiğin vakit artık ümîd kesme. Çünkü Bârî Teâlâ’nın fazl-ü ihsânı bir kulun, insü cinnin ibadetini yapmasından hayırlıdır. Âyet-i kerime’de: “Ancak Allâh’ın fazlı ve râhmetiyle, işte bununla ferâhlasınlar, bu onların cem’ ettikleri şeylerden hayırlıdır!” (Yûnus s. 58) Akılları şeytânın elinde oyuncak olan kimseler gibi, Allâh (c.c.)’un fazlı, ibâdetini terk etmeye sebeb olmasın. Hayra bütün gücünü sarf et. Mevcutlarla kanâat et. Makâm-ı Mahmûd sahibinin Sünnet-i Seniyyesi’ne temessük et. Allâh (c.c.)’un ebedler boyu salât ve selâmı O’na âl-ü ashâbına olsun. Hâmd âlemlerin Râbbi olan Allâh (c.c.)’a mahsustur. Nafile namazlardan Teheccüd, İşrâk, Duhâ, Evvâbîn namazlarına devam et. Dâima abdestli gez. Günde üç defa: “Sübhâna’llâhi vebi-hamdihî adede halkıhî veridâ nefsihî vezînete arşihî ve midâde kelimâtihî” tesbihine devam et. (Muhammed b. Abdullah Hânî (r.âleyh), Âdâb, s.326)