XIV. yüzyıl başlarında Anadolu Türk hekimliğinin hiç kuşkusuz en büyük ismi Hacı Paşa veya asıl ismiyle Celalettin Hızır’dır. İlk ve temel eğitimini Konya’da yapıp medrese mezunu olduktan sonra ilim tahsili için Mısır’a girmiş ve Kahire’de Kalavun hastanesinde hekim olarak çalışmıştır. Birgi’de vefât etmiştir. Hacı Paşa son derece hareketli bir dönemde yaşamış, başarılı bir fikir adamı ve büyük bir hekim olarak uzun süre etkisini sürdürmüştür. İslâm bilim ve düşüncesini son parlak döneminde yaşamış ve İslâm bilim ve düşüncesine yeni bir soluk getiren bilim adamlarından biridir. Tıbba dair eserlerinin başında şüphesiz kaleme aldığı “Şifaü’l-eskâm” ve “Devaü’l-âlâm” adındaki Arapça eseri gelir. Bu eserdeki en belirgin nitelik, verdiği bilgilerin açık ve kesin ifadelerle kurulmasıdır. Bu eserde zatürre (pnömoni) bahsinde bu hastalığın klinik arazı pek güzel tarif olunmuştur. Bir diğer eseri Kitabü’t-ta’lim’de hekimlerin kıyafetinin düzgün olmasından ve hastaya karşı davranışlarından, sanatın icrası esnasında riâyet edilmesi lazım gelen bazı ahlaki konulardan bahsetmiştir. Bu yönü ile Hacı Paşa, Razî’den beri gelişen deontoloji ve tıbbi ahlak kavramının sürekliliğini temsil etmektedir. Hacı Paşa’nın Arapça eserleri arasında Kitabü’s-saade ve’l-ikbal’de soğuk, rutubet ve kuruluğun sağlığa etkisiyle başlayan kitap, nabız ve idrarı ve idrarın çeşitli hastalıklarda aldığı nitelikleri anlatır. Anadolu Türk hekimliği açısından önemli bir eserdir. Hacı Paşa ile Osmanlı hekimliğinde klasik dengeler sistemi yani kâinatın dört unsuru olan hava, su, toprak ve ateşin dengesini temel alan Hılt dengesi belirlenmektedir. (Prof. Dr. Aykut Kazâncıgil, Osmanlı’da Bilim ve Teknoloji, s.93-95)