Kuran-ı Kerim’i Güzel Sesle Okumak

Kur’an-ı Kerim’i güzel sesle okumak müminler için önemli olduğu kadar Kur’an-ı Kerim bir hayat nizamı hem de ahiret saadetinin yolunu gösteren rehber kitaptır. Her müminin Kur’an-ı Kerim‘e yaklaşımının bu anlayış ve idrakte olması istenir ve beklenir.

Fudale bin Ubeyd (r.a.)’den, Resûl-i Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Allâhü Te’âlâ Kur’an okuyanın sesine, bir kimsenin şarkı söyleyen cariyesinin sesine ilgi göstermesinden daha fazla ilgi gösterir.” (İbn-i Mâce)

İnsanda müzik sesine karşı tabii olarak yaratılıştan bir meyil vardır. Fakat dinin yasaklamasından dolayı dindarlar ona ilgi göstermez. Şeyh Abdulkadir Geylâni (rh.a.) “Gunyet-üt Talibin” adlı kitabında şöyle buyuruyor: Abdullah ibn-i Mes’ud (r.a.) bir gün Küfe şehrinin civarından geçiyordu. Fasıklar cemaati bir evde toplanmıştı. Zâzân isimli bir şarkıcı şarkı söylüyor ve çalgı çalıyordu. İbn-i Mes’ud (r.a.) onun sesini duyunca “Ne güzel bir ses, keşke onu Kur’an-ı Kerim’i okumakta kullansaydı.” dedi. Sonra başını bir bez ile örterek oradan geçip gitti. Zâzân, İbn-i Mes’ud (r.a.)’in bir şeyler söylediğini farketti. Halka sorduktan sonra onun bir sahâbi olan İbn-i Mes’ud (r.a.) olduğunu ve neler söylediğini öğrendi. O sözlerden Zâzân’ı son derece bir korku kaplamıştı. Kısaca o bütün çalgı aletlerini kırarak İbn-i Mes’ud (r.a.)’in peşine düştü. Ona tabi oldu ve zamanla devrin büyük âlimlerinden oldu.

Birçok hadislerde Kuran-ı Kerim’i güzel sesle okumak övülmüştür. Ancak şarkı makamına uymaktan men edilmiştir. Tâvûs (rh.a.) diyor ki: Biri, Peygamber (s.a.v.)’e “Güzel sesle okuyan kimdir?” deyince, Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki: “Kur’an-ı Kerim’i okuduğunda Allâhü Te’âlâ’dan korktuğunu hissettiğin kimsedir.” Yani korktuğu sesinden belli olmalıdır. Bu nimetlerin yanında Allâhü Te’âlâ’nın en büyük nimeti herkesin Kur’an’ı kendi durumu ve gücüne göre okumasından sorumlu olmasıdır. Bir hadiste şöyle bildiriliyor: “Allâhü Te’âlâ bir meleği, Kur’an-ı Kerim’i okurken hakkını vererek düzgün okuyamayan kişinin okumasını düzeltip, yukarı götürmekle görevlendirmiştir.”

(Zekeriya Kandehlevi, Amellerin Fazîleti)