Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kur’ân-ı Kerîm’i üç günden daha kısa sürede hatmeden, okuduğundan bir şey anlamaz.” Kur’ân-ı Kerîm’i olması gerekenden daha hızlı okuyanlar onu tecvîd üzere okuyamazlar ve okudukları üzerinde düşünemezler. Kur’ân-ı Kerîm hatmine başlama ve bitirme zamanı, okuyanın tercihine bağlıdır. Şâyet haftada bir hatmediyorsa Hz. Osmân (r.a.)’i örnek alabilir. Osmân (r.a.) hatme cuma gecesi başlar, perşembe gecesi bitirirdi. İmâm Gazzâlî (r.âleyh), İhyâu ulûmi’d-dîn adlı eserinde şöyle demiştir: “En fazîletli olan, okunan hatmi bir defa geceleyin, bir defa da gündüzün bitirmektir. Gündüz hatmini Pazartesi günü sabah namazının iki rekât sünnetinde veya daha sonra bitirmelidir. Gece hatmini de Cuma gecesi akşam namazının iki rekât sünnetinde veya daha sonra bitirmelidir. Böylece günün başlangıcını ve sonunu bitirdiği hatimle karşılamış olur.” Tâbiîn neslinin ünlü hadis hâfızı Amr ibni Mürre (r.a.) şöyle demiştir: “Ashâb-ı Kirâm (r.a.e.), Kur’ân-ı Kerîm’i ya gecenin ilk saatlerinde veya akşamın ilk saatlerinde hatmetmeyi severdi.” Tâbiînin kırâat âlimlerinden Talha bin Musarrif (r.a.) şöyle demiştir: “Bir kimse günün herhangi bir saatinde Kur’ân-ı Kerîm’i hatmederse, melekler akşama kadar onun günâhlarının affedilmesi için duâ ederler. Aynı şekilde gecenin herhangi bir saatinde hatmederse, melekler sabaha kadar onun günâhlarının affedilmesi için duâ ederler.” Sa‘d İbni Ebî Vakkàs (r.a.) şöyle dedi: “Kur’ân-ı Kerîm’in okunup bitirilmesi gecenin başladığı saate rastlarsa, melekler o hatmi yapanın günâhlarının affedilmesi için sabaha kadar duâ ederler. Şâyet Kur’ân-ı Kerîm’in okunup bitirilmesi gecenin sonuna rastlarsa, melekler o hatmi yapanın günâhlarının affedilmesi için akşama kadar duâ ederler.” Sa‘d ibni Ebî Vakkàs (r.a.), bu rivâyetin devamında Ashâb-ı Kirâm (r.a.e.)’in pek değerli bir uygulamasını haber vermiştir. Onlar, meleklerin duâsını kazanmak arzusuyla, hatimlerini akşam veya sabah saatinde bitirmeye çalışırlarmış; bunun için de Kur’ân-ı Kerîm’in sonundaki bazı sûreleri o iki vakitten birinde okurlarmış. (İmâm Nevevî, el-Ezkâr, c.1, s.304-306)