Kazancın Kaynağını Araştırmak
Kazancın Kaynağını Araştırmak başlıklı yazımızı istifadenize sunuyoruz.
Kişi kazanç yollarına girerken, para kazanacağı yolun bilinen bir yol ve dinin hükümlerine göre de mübâh bir kazanç yolu olmasına dikkat etmelidir. Yaptığı alışverişte para alırken takvânın gereklerine uymalı; hıyânet, hırsızlık, fesât, gasp, aldatma ve hileden uzak durmalıdır. Bu yollardan birine giren kişi, helâl olan kazancını harama çevirir. Bir kimse bu hususlardan kaçınır, bunları gereği gibi yaptığı görülmez veya bir kimse onun adâlet sahibi olduğunu bildirmez ise, bu kimsenin kazancı şüpheli olur. Bununla birlikte, yukarıda belirtilen haram kazanç yollarından birine girme ihtimâli bulunduğundan bunların kazancı helâl olmaz; çünkü takvâ ve vera sahibi kimselerin oldukça azalmış olması sebebiyle bu kazancın aslının ne olduğu hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak bu kazancın helâl olma ihtimali de vardır.
Şöyle bir Hadis-i Şerif nakledilir: “Resûlullâh (s.a.v)’e süt getirdiler. Efendimiz (s.a.v): “Bu süt size nereden geldi?” diye sordu; “Falanca koyundan!” dediler. Efendimiz (s.a.v): “Peki bu koyun size nereden geldi? diye sordu: “Şu şekilde bize geldi!” dediler. Bu cevâp üzerine Resûlullâh (s.a.v) o sütü içtiler. Sonra da şöyle buyurdu: “Biz peygamberler, helâl olandan başka bir şey yememek ve salih âmelden başka bir şey işlememekle emrolunduk! Nitekim Allâhü Te’âlâ, peygamberlere helâl-den yiyip salih âmeli emrettiği gibi: “Ey imân edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz (helâl) olanlarından yiyin” (Bakara s. 172) buyurarak kullara da emir buyurdu.
Resûl-i Ekrem (s.a.v), kendisine bir şey geldiği zaman bunun nereden geldiğini sorar, ayrıca o şeyin asıl elde edilme şekline varana kadar öğrenirdi. Ancak bundan ötesini araştırmazdı; çünkü bu hem çok zor ve hem de işin hakikâtini öğrenmek kolay değildir.
(Ebû Tâlib El-Mekki, Kalplerin Azığı, c.4, s.506-507)