Kahinlik ve Müneccimlik Küfre Sebep Olur
Kahinlik ve Müneccimlik Küfre Sebep Olur. Başlıklı yazımızda kahin ve müneccimlik yapanların ve bunlardan yardım umanların imanı tehlike içerisinde oldukları anlatılmaktadır.
Bir hadîs-i şerîfte: “Her kim bir arrâfa veyâ bir kâhine gelir de söylediklerinde onu tasdîk ederse, Hz. Muhammed (s.a.v.)’e indirileni kâmilen inkâr etmiş olur.” buyrulmuştur.
Kahin: Çeşitli sebeplerle gaybı bildiğini iddiâ eden kimsedir. Bundan dolayı kâhin; arrâf, remmâl ve müneccim gibi birçok nevîlere ayrılır.
Arrâf; müneccimdir. Müneccim: Yıldızların doğuş ve batışıyla ileride olacak hâdiseleri bildiğini iddiâ eden kimsedir.
Remmâl: Remil denilen garip ilim yoluyla hüküm çıkaran, murad ve niyetleri haber veren kimsedir. Remil: Arabça kum demektir. Remilciler eskiden kâğıt yerine kum kullandıkları, nokta ve çizgileri parmakla kum üstüne çizdikleri için bu adı almışlardır.
Kahin: Kendisinin cinden bir dostu olduğunu ve kendisine ileride olacak hâdiseleri haber verdiğini iddiâ eden kimsedir. Bu kısımların hepsi şer‘an zemmedilmiş, bunları yapanların ve yapanları tasdîk edenlerin üzerine küfürle hükmedilmiştir.
Bezzâziye’de: “Gaybı bildiğini iddiâ eden kimse de, kâhine gidip onu tasdîk eden kimse de kâfir olur.” diye zikredilmiştir. Tatarhâniyye’de: “Bir kimse: Ben çalınan malların yerini bilirim veyâ cinlerin bana haber vermesiyle çalınan malların yerini haber veririm, dese kâfir olur.” diye zikredilmiştir.
Peygamberlerin (a.s.e.) ve bazı velîlerin ileride olacak hadiseleri haber vermeleri kehânet yoluyla değil Allâhü Te‘âlâ’nın vahiy veyâ ilhâm yoluyladır.
Gaybı bilme da‘vâsında bulunma Kur’ân-ı Kerim’in nâssına (âyetine) muârızdır. Gaybı bilme da‘vâsında bulunan kimse kâfir olur. Ancak bu gaybı bilmeyi, vahiy veyâ ilham gibi Allâhü Te‘âlâ tarafından açık veyâ delâlet yoluyla olan bir sebebe isnâd ederse kâfir olmaz.
(İbn-i Âbidîn, 9.c., 50-51.s.)