Kadir gecesi çoğu senelerde Ramazan’ın yirmiyedinci gecesinde bulunur. Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu: “Gerçek biz onu (Kur’ân’ı) Kadir gecesinde indirdik” (Kadir s. 1) Keşşaf sahibi şöyle demiştir: “Kadir gecesi, bütün işlerin o gece takdir edildiği gece demektir. Nitekim Allâhü Teâlâ şöyle buyurur: “(O, bir gecedir ki) her hikmetli iş, nezdimizden bir emir ile o zaman ayrılır.” (Duhan s. 4) Bazıları: “Bu gece, diğer gecelerden daha şerefli olduğu için Kadir gecesi denildi” demişlerdir. Hakk Teâlâ: “Kadir gecesinin (şerefini) sana bildiren nedir? Sen onun faziletinin sonucuna, kadrinin yüceliğine ve nihayetine erişmedin. Fakat biz sana kadri beyan edelim. Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Onda melekler ve ruh iner de iner.” (Kadir s. 2-5) buyurdu. Resûlullah (s.a.v.): “İsrâiloğullarmdan kimseye, bin ay ibâdet etmeyince âbid demezlerdi” buyurdu. Ashâb-ı Güzîn (r.a.e.) işitince üzüldüler, “Bunu kim yapabilir?” dediler. Bunun üzerine Allâh (c.c.) Kadir Sûresini gönderip, o gecenin kadrini bildirdi. Böylece Allâh (c.c.) Peygamber (s.a.v.) ümmetine o bin aydan hayırlısını verdi. O gecede melekler ve ruh iner. Burada ruhdan maksat Cebrail (a.s.)’dır. “Rablerinin izni ile her bir iş için… O (gece) tanyeri ağarıncaya kadar bir selâmdır.” (Kadir s. 4-5) ayetindeki “her bir emir”den maksat, kullar üzerinde bir yıldan bir yıla takdir olunan bütün işler ve amellerdir. “Selâm” demek, melekler o gecede mü’minlere uğrar, selâm verirler demektir. Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kim Kadir sûresini okursa Allâh (c.c.) o kişiye Ramazan ayını oruç tutmuş gibi ve Kadir gecesini ihya etmiş gibi sevâb verir.” (Yazıcıoğlu Ahmed Bîcan, Aşıkların Nurları, s.375)