İslam’ın Sınırı: Vera
İslam’ın Sınırı: Vera başlıklı yazımızı istifadenize sunuyoruz.
Ebû Musâ el-Eş’arî (r.a.) şöyle demiştir: “Her şeyin bir sınırı vardır. İslâm’ın sınırları ise, vera’dır, tevâzudur, şükürdür, sabırdır. Vera, işlerin temelidir. Tevazû, kibirden kurtuluştur. Sabır, ateşten necâttır. Şükür, cennete kavuşmaktır.”
İnsan için gerçek vera, gözünü haramdan sakınması, dilini yalandan ve gıybetten tutması, duyguların harama karşı korunmasıdır. İbrahim b. Edhem (r.âleyh) şöyle der: ”Vera iki çeşittir. Farz olan vera. Sakınma hususundaki vera. Farz olan vera, Allâh (c.c.)’a karşı her türlü kötülükten sakınmaktır. Sakınma konusundaki vera ise, şüpheli işlerden sakınmaktır.”
Abdullah b. Mutrif (r.âleyh)’in şöyle dediği anlatılır: “Sen, iki kişi ile karşılaşırsın: Biri, çokça oruç tutar, namaz kılar, sadaka verir. Diğeri ise, bunları daha az işlediği halde sevâp bakımından daha değerlidir.” “Bu nasıl olur?” diye sorulunca, şöyle dedi: “Çünkü o, çok vera sahibi biridir.”
Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Namaz kıla kıla yaylar gibi olsanız, oruç tuta tuta oklar gibi olsanız, bunların faydasını ancak vera ile görürsünüz.”
Vera hâlinin belirtisi insanın şu on farza riâyet etmesidir:
1. Dilini gıybetten sakınmak.
2. Başkalarına karşı kötü zan beslememek
3. İnsanlarla alay etmekten sakınmak.
4. Gözü haramlardan alıkoymak.
5. Dilin doğru konuşması
6. Nefsine Allâh (c.c.)’un nimetlerini itiraf ettirmek. Tâ ki, nefsinden yana olup ucbe kapılmasın.
7. Malını hak yolda harcamak, boş ve kötü yolda sarf etmemek.
8. Nefsi için üstünlük ve kibir duygusuna kapılmamak.
9. Vakitlerinde, rükû ve secdelerine riâyet ederek beş vakit namaz kılmayı bırakmamak.
10. Sünnet ve cemâat yolunda istikâmet sahibi olmak.
(Ebû Leys Semerkandi, Tenbihü’l Gafilin, s.542-546)