İslam Toplumunda Bilimin Gelişimi

İslam Toplumunda Bilimin Gelişimi başlıklı yazımızı istifadenize sunuyoruz.
Genç İslâm toplumunun ilk yüzyılda nispeten çabuk ulaştığı bilim alanındaki başarısı, sadece kitap çevirileri yoluyla yabancı kökenli bilim mirasının aktarımı şeklinde sınırlı kalmamıştır.
Yeni din ile birlikte ortaya çıkan ve sürekli iddia edilenin aksine hiç de ilkel olmayan durum ve ortamda Araplar, kendileri için çok yeni olan düşünsel problemlerle uğraşmaya hızla itildiler, özellikle yazı sanatını öğrenmeye yönelik şaşırtıcı bir ilgi doğdu. Bununla ilgili Arapça kaynaklar incelendiğinde, 7. yy. İslâm bölgelerinde yaşayan insanların okuryazarlık oranının Batı ortaçağındaki çağdaşları ile karşılaştırılamayacak derecede yüksek bir seviyeye ulaştığı görülür.
Kur’ân’da geçen fakat yaygın olmadığı için anlamı az bilinen kelimelerin açıklanması sadece ilk Kur’ân tefsirlerinin doğmasına değil, aynı zamanda leksikografinin (sözlükbilim) doğmasına neden oldu.
(Fuat Sezgin, İslâm’da Bilim-Teknik, s.5-6)
 

Tırnak Kesme Adâbı

Cuma günü tırnak kesmek sünnettir. Hâmid bin Abdurrahman’ın babasından bildirdiği bir hadîs-i şerîfte: “Bir kimse, Cuma günü tırnaklarını kesse, o kimsenin vücuduna şifâ gelir, hastalıktan kurtulur” buyuruldu. Bu fazilet ve sünnet durumu, perşembe günü ikindiden sonra, tırnak kesilmesi hakkında da bildirildi.
Tırnağı makas, çakı veya bıçak ile kesmek iyidir. Diş ile tırnağın uzayan kısmını koparmak mekruhtur. Tırnaklarını kesen kimsenin parmaklarını yıkaması, tırnaklarını, saç ve bedenin kıllarını ve kan aldırdığı zaman çıkan kanı toprağa gömmesi sünnettir. Zira Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in kan, saç ve tırnağı gömmeği emrettikleri bildirildi.
(Seyyid Abdülkadir Geylani, Gunyetü’t-Talibin, s.25-27)