İslam Evine Dair

İslâm Mimarisi Nasıl Olmalıdır?”  “İslam Evi Nedir?” “İslam’da harem ve selâmlık nasıl olmalıdır” başlıkları üzerinden “İslam Mimarisi” konusu siz değerli okurlarımıza sunuyoruz

İslâm mimarîsi, malzeme ve teknolojilerin kullanılması ile ilgili olarak özel düşüncelerin yanı sıra modern konfor anlayışına benzer yanı olmayan ve amaçları hazcı (hedonistik) kavramlardan tamamen farklı olan biyo-sosyal taleplerin İslâmî bir değerlendirmesinin ve hususî sosyal ihtiyaçların ürünüdür.

İslâm mimarîsi, İslâm’da insanın Allâh (c.c.) hakkındaki şuurunun, varlığın kutsal karakterinin çatısını oluşturur. Allâh (c.c.)’un iradesine teslim olmak insanın iki cihandaki saadetine giden tek yoldur. Bu tutum, onun, tabandan tavana kâinata bakmasını mümkün kılar. İnsanın şuuru, çevresine olan ilgisi İslâm’da temel olduğu için, mesken mimarîsi hayatın bütün yönlerini kapsayacak tarzda geliştirilmiştir.

Ev, harem ve selâmlık olmak üzere iki bölümden meydana gelir ve genellikle bir avlu etrafında teşekkül etmiştir. Bir İslâm şehrinde sokakta oturmaya izin verilmez. Oturulacak ve toplanılacak yerler mescitler ve evlerdir. Sokak, evlerle tarif edilmiştir. Avlu, evi dış dünyadan muhafaza eder.

En nefis bir şekilde süslenmiş (dekore edilmiş) ev bile -ki çok mütevazı olanları da vardır- gelecek nesillerin değişen ihtiyaçlarına ve arzularına hizmet edilmesini mümkün kılacak esneklikte tasarlanmıştır.

Evler tahta yahut kerpiç gibi kısa ömürlü ve yeniden kullanılabilen malzemelerden inşa edilirdi. Böylece şehirdeki değişim ihtiyacı da kolaylaştırılmış olurdu. Odaların çok amaçlı kullanımı da genel bir tavrı belirler.

İslâm Mimarisi Nasıl Olmalıdır?

Bugünkü yazımızda “İslâm Mimarisi Nasıl Olmalıdır?” yazıyı siz okurlarımıza sunduk.

Yeryüzünde hayatın fanî özelliğini yansıtan şehir dokusunun bu esnekliğinin yanında, binaların, tabiata saygıyı gösteren topografya ile ahenkli ilişkisine özel bir önem atfedilmiştir. Bu anlayış temelde insanlar arasındaki saygın ilişkide görülür ki, aynı zamanda evlerin birbirine uygun biçimde, uyumlu olarak yerleştirilmesine de yansımıştır.

(Turgut Cansever, İslâm’da Şehir Ve Mimari, s.15)