İslâm dininde inanılması zaruri olan yani İslâm akidesi dediğimiz konular, Amentüyle ifade edilen imân şartlarını toplamış olan metinde de geçtiği üzere altı ana maddeden ibarettir.
1. Allah (c.c.)’a inanmak,
2. Meleklere inanmak,
3. Kitaplara inanmak,
4. Peygamberlere inanmak,
5. Ahirete ve öldükten sonra diriltilmeye inanmak,
6. Kader; hayır ve şerrin yaratılış bakımından Allah (c.c.)’tan olduğuna inanmak.
EHL-İ SÜNNET AKİDESİ DENİLİNCE NE ANLAMALIYIZ?
Ehl-i Sünnet akidesi. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, Ashâb-ı Kiram (r.a.e.) ve Selef-i Salihin’in inandığı gibi inanmak ve onların inançları üzere olmaktır. Yani Ehl-i Sünnet’in temel anlayışı Kuran-ı Kerim ve Hadîs-i Şerifleri Sahabe (r.a.e.) Efendilerimiz’in anladığı manada anlamaktır. Ehl-i Sünnet dışı diğer mezheplerin bazısı Kuran-ı Kerim’i anlamak için sırf aklı esas alırken, diğer bazıları âlemin yaratılışı dâhil birçok mevzuda Kuran-ı Kerim’i bırakıp sırf aklı esas almışlardır. Ehl-i Sünnet için, “Benîm ve ashâbımın yolundan gidenler” şeklinde kullanılan ifadenin manası budur. Böylesi bir itikat, Allâhü Teâlâ’nın bir olduğuna ve ortağı olmadığına, mekândan ve zamandan münezzeh olduğuna, Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna inanmayı ve Ashab (r.a.e.)’in tamamını hayır ile yâd etmeyi, kulun hiçbir amelini yaratamayacağını ve bunlar gibi batıl birçok itikâttan beri olmayı gerektirir. Buna göre; Şia, Mutezile, Kaderiye, Mücessime ve benzerleri, kendilerini Ehl-i Sünnet olarak ifade etseler de bidat ehlidirler. Ehl-i Sünnet değillerdir. (Suâlli-Cevaplı İslâm Fıkhı, c.1, s.69-70)