Sanal âlem (internet), meçhule attığımız kement. Onu avcumuzun içine alacağımızı sandığımız anda onun tarafından yutuluyoruz. Makine uygarlığında merhamet yoktur. Teknolojinin bize dayattığı hızlı olma zorunluluğu, bilişsel yeteneklerimizi zayıflatıyor. Kısa dönem hafızamız zedeleniyor. Eskiden ahenk içinde çalışan beyin parçalarımız arasında iletişim bozuklukları oluşuyor. Alman Fütürist Gerd Leonhar “Teknolojiye Karşı İnsanlık” isimli kitabında “Dijital Obezite” olarak isimlendirdiği bu bozuklukları şöyle açıklıyor: “İnternet üzerinden yaptığınız aramalar, bilgi sorgulamaları, sosyal medya platformlarında açtığınız hesaplar, sanal arkadaşlıklar, sohbetler, paylaşımlar, doğruluğundan emin olmadığınız dijital bilgiler hafızanızda depolanarak doğru ile yanlışın birbirine karıştığı devasa bilgi şişkinliği haline gelmektedir. Fazla yiyecek tüketmekten kilosu taşıyamayacağı ağırlığa ulaşan şişman bir insan nasıl sağlık sorunları yaşamaya başlarsa, dijital obeziteye maruz kalan bir teknoloji bağımlısı da sağlıklı düşünme (idrak), doğruyu hisseden saf akıl, vicdan ve ahlak gibi insanı insan yapan melekelerini kaybetmeye başlar, tüketim ekonomisi tarafından kolayca güdülen bir robot haline gelir.” Çocuklarımızın bilgisayar başında geçirdikleri süre arttıkça haklı olarak endişeleniyoruz. Oynadığı oyun şiddete özendirebilir, islamofobi aşılayabilir, izlediği çizgi film subliminal (bilinçaltı) mesajlar içerebilir, çevirim içi oyunlar kumara alıştırabilir, uygunsuz kişilerle ve pornografik görüntülerle karşılaşabilir, siber zorbalığa ve tehdide maruz kalabilir. Bütün bu ihtimaller bizi korkutuyor. Onlar için ne yapabiliriz? Kendimizi ve onları ekranların büyüsünden nasıl alıkoyabiliriz? Ekran üzerinden gelen yeni zorluklar ve tehlikeler nelerdir; onlarla nasıl baş edebiliriz? Elbette yasaklama çare ve çözüm değildir. Çözüm, başta bilgisayar ve internet olmak üzere teknolojiyi kontrollü, sınırlı ve doğru kullanmaktır. Bunun için ilk adım Güvenli İnternettir. Zararlı yabancı bilgisayar oyunları ve çizgi filmlerinin yerine çocuklarımızı oyun ve çizgi film ihtiyacını karşılayacak inancımızı ve kültürümüzü yansıtan eğitici ve eğlendirici yerli yapımlarımıza yönlendirmemiz gerekiyor. (Pedagog Ali Çankırılı, www.istiklal.com.tr)