Saîd b. Zeyd (r.a.) uzun boylu olup, esmere çalan bir ten rengi vardı. Güzel huylu, sakin tabiatlı vera’ ve takvâ sahibi bir kimseydi. Zühd ve tevazu sahibi, derinlemesine dindarlığı olan bir zât idi. Saîd b. Zeyd (r.a.) ilk müslüman olanlarla birlikte müslüman oldu. Kendisiyle birlikte Hz. Ömer (r.a.)’in kız kardeşi Fâtıma (r.anhâ) da müslüman olmuştu. Resûlullâh (s.a.v.)’in peygamber olarak gönderilmesinden beş sene sonrasına kadar, geç müslüman olan Hz. Ömer (r.a.)’den korktukları için müslüman olduklarını sakladılar. Zira Ömer (r.a.) şiddet ve katı davranışlarıyla meşhurdu. Hz. Ömer (r.a.) müslüman olduklarını öğrendiği eniştesi Saîd (r.a.)’in ve kız kardeşi Fâtıma (r.anhâ)’nın evine gelmişti. Hatta kız kardeşini tokatlaması üzerine Fâtıma (r.a.) “Bizi dövmeye hakkın yok!” demişti. İki kardeş arasında şiddet yoluyla başlayan görüşme, Saîd (r.a.)’in evinde Hz. Ömer (r.a.)’in müslüman olmasıyla sonuçlanmıştı. İşte Saîd (r.a.)’in evi, hâlâ günümüzde bile İslâm’ın ve müslümanların kıvanç duyduğu eşsiz bir şahsiyeti İslâmiyet’e kazândırmıştı. Bu şahsiyet Hz. Ömer (r.a.)’in şahsiyetiydi. Saîd b. Zeyd (r.a.) Bedir savaşına katılmamıştır. Çünkü savaş öncesinde Saîd ve Talha b. Ubeydullah (r.a.e.)’i Hz. Peygamber (s.a.v.), Ebû Süfyan’ın sevk etmekte olduğu Kureyş’e ait bir ticaret kervanı ile ilgili bilgi toplamak üzere görevlendirmişti. Fakat Resûlullâh (s.a.v.), Saîd (r.a.) ve arkadaşını Bedir savaşına katılanlardan saymış ve kendilerine ganimetten pay vermiştir. Çünkü onlar da Müslümanların yararına bir vazife ile Resûlullâh tarafından görevlendirilmişlerdi. Saîd b. Zeyd (r.a.) Bedir savaşına bilfiil katılamamış olsa da ondan sonra yapılan tüm savaşlara katılma fırsatını kaçırmamak için titizlik göstermiştir. Bu sebeple tarih, Saîd b. Zeyd (r.a.)’in bütün savaşlara katıldığını kaydetmektedir. (Muhammed Mütevelli Şaravî, Cennetle Müjdelenen On Sahâbî, s.203-204)