İlim yolu bunun sevâbını bilmeyen câhillerin aldandıkları ve insanların ayaklarının kaydığı bir yoldur. Maddî bir karşılık beklemeksizin, sadece Allâh (c.c.) rızasını ve âhireti kazânmayı düşünerek, kendine lâzım olan faydalı ilme çalışmak, nafile ibâdet yapmaktan üstündür. Niyetini bozmadan ilim öğrenmeye devam edersen bu sevâbı almaya da devam edersin. Ancak bu büyük sevâba kavuşmak için, niyetin doğru ve düzgün olması ve faydalı dinî ilim tahsil etmeye imkânın olmadığında, Allâh (c.c.) zikretmek, teşbih etmek, Kur’ân okumak ve namaz kılmak gibi ibâdetlerle meşgul ol. Bu hâl, sâlih kulların hâli olup, bu şekilde hareket edersen âbidler derecesine yükselirsin. O dereceye yükselince de âhirette kurtulacak olanlardan olursun. Müslümanlara hayır ve iyilik yaparak onların kalblerini sevindir ve iyi kimselerin sâlih âmeller yapmalarına yardımcı ol. Onların ihtiyaçlarını gidermek için çalış. Fakir ve yoksulları doyurmak için koşuştur. Hastaları ziyaret et. Defnedilene kadar müslümanların cenaze merasimlerinde bulun. Bunların hepsi de müslümanların faydasına olan işler olup nafile ibâdetten efdâldir. Dinini koruyup dinî vazifelerinden taviz vermeksizin, kendin ve çoluk çocuğunun ihtiyacını kazânmak için çalış. Böyle hareket et ki, müslümanlar senin elinden ve dilinden zarar görmeyip senden emin olsunlar. Eğer yüksek manevî derecelere erenlerden değilsen, böyle yapmakla Ashâb-ı Yemin’in yani cennette sağ tarafta olup kurtulan kimselerin derecelerine kavuşursun. Ancak, bu makâm dinde kazânılan derecelerin en aşağısıdır. Bundan aşağısı şeytânların mertebesidir. Bu işler dışında kalıp, dinini yıkacak işlerle meşgul olmaktan ve Allâh (c.c.)’un kullarına eziyet etmekten Allâh (c.c.)’a sığınırız. Çünkü bu hâl, helâk olanların halidir. Böyle bir vaziyete düşmekten sakın. (Huccetü’l İslâm İmâm Gazâlî (r.âleyh), Nasıl İyi Bir Kul Olunur?, s.172-173)