Kim helâk edici büyük günâhlardan sakınırsa, diğer günâhları affedilir ve onun İslâm binasının beş temel farzını yerine getirmesinden dolayı ayrıca sevap yazılır. Çünkü İslâm’ın temelini oluşturan farzlar (kelime-i şehadet, namaz, zekat, oruç ve hac) ile büyük günâhlar; biri diğerini takip eden, birbirine karşı üstünlük sağlamaya çalışan, etki ve büyüklükte birbirine denk olan iki hasım gibidir. Galip gelen diğerini yok eder. Öyleyse büyük günâhlardan sakınmak, bunlar dışında kalan küçük günâhların affına ve temizlenmesine sebeptir. İslâmın bu beş farzını yerine getiren kişinin küçük günâhları affedilir ve bu kulun işlediği nafile ibâdetlere sevap verilir. Tövbe ettiği diğer günâhları da sevâba dönüştürülür. O bu şekilde büyük bir fazîlet kazanmış olur. Onun cennete girmesi ve salih âmel sahiplerinin derecesine erişmesi umut edilir. Âyette bu konuda şöyle buyrulur: “Eğer yasaklandığınız büyük günâhlardan kaçınırsanız, sizin küçük günâhlarınızı örteriz ve sizi şerefli bir yere koyarız.” (Nisa s. 31) Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurur: “Beş vakit namaz, büyük günâhlardan sakınanlar için, iki vakit arasında işlenen günâhlara keffarettir.” (Müslim) Büyük günâh işleyen kişinin ise kıyâmet günü, beş temel farzdan başka hayırlı âmeli kalmaz. İşlediği büyük günâhlar, beş farz dışında kalan nafile ibâdetlerin hepsinin sevâbını yok eder. Bu durumdaki kişilerin, cehenneme ve haddi aşan kişilerin gittiği yere gitmesinden korkulur. (Ebû Tâlib El-Mekkî, Kûtu’l Kulûb, c.4, s.18-19)