Gıdada Helal Hassasiyeti

Gıdada Helal Hassasiyeti. Şayet midemize giren şeyler, bizlerin beden ve ruh sağlığını, dolayısıyla algıyı, düşünceyi ve imânı etkiliyorsa ki; çok sayıda Âyet-i Kerime ve Hadis-i Şerif bize bunu anlatmaktadır konunun önemi ortadadır.

Nu’man İbn-i Beşir (r.a.), Resûlullâh (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu anlatıyor: “Şurası muhakkak ki, haramlar apaçık bellidir, helâller de apaçık bellidir. Bu ikisi arasında haram veya helâl olduğu şüpheli olanlar vardır. İnsanlardan çoğu bunları bilmez. Bu durumda, kim şüpheli şeylerden kaçınırsa, dinini de, ırzını da korumuş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse harama düşmüş olur, tıpkı koruluğun etrafında sürüsünü otlatan çoban gibi ki, her an koruluğa düşebilecek durumdadır. Haberiniz olsun, her melikin bir koruluğu vardır, Allâh (c.c.)’un koruluğu da haramlarıdır. Haberiniz olsun, cesette bir et parçası var ki, eğer o sağlıklı olursa, cesedin tamamı sağlıklı olur, eğer o bozulursa, cesedin tamamı bozulur. Haberiniz olsun bu et parçası kalptir.” (Buhârî)
Hadis-i Şerif’teki beyânın aksine, günümüz Müslümanları, ne yazık ki helâl kavramını helâl kazanca, helâl gıda kavramını ise Müslüman birinin hayvanları besmele ile kesmesine indirgemişlerdir. Gıda meselesi aslında ümmetin en önemli imtihânıdır. Şayet midemize giren şeyler, bizlerin beden ve ruh sağlığını, dolayısıyla algıyı, düşünceyi ve imânı etkiliyorsa ki; çok sayıda Âyet-i Kerime ve Hadis-i Şerif bize bunu anlatmaktadır konunun önemi ortadadır.
İçilmesi haram olan alkolden kolonyada da bulunduğu için, eline ve elbisesine dokundurmaktan çekinen insanlara ne oldu da, alkol karışan içeceklere, bu kadar alkol, meyvelerde de bulunur şeklindeki şeytanın sloganına sarılır hâle geldiler?
Günümüzde Müslüman kesim, sorgusuz sualsiz her önüne geleni tüketen bir topluma dönüşmüştür. Cüzdanları ve mideleri ifsat edilmiş bir Müslüman topluluğun bu sorunu çözmeden başka sorunlara odaklanması ve çözmesi elbette beklenemez.
(Kemal Özer, Şeytan Ye Diyor, s. 61-65)