Gece Namazının Faziletleri

Gece Namazının Faziletleri başlıklı yazımızı istifadenize sunuyoruz.
Yüce Allâh, gece ibâdet edenleri, Resûlü (s.a.v.) ile birlikte zikretmiştir ve şöyle övmüştür: “Resûlüm, senin, gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısında ve üçte birinde kalkıp ibâdette geçirdiğini ve senin yanında bulunan bir topluluğun da böyle yaptığını Râbbin elbette biliyor.” (Müzemmil s. 20)
Yüce Allâh, gece ibâdet edenlere alim ismini vermiş ve onları hâvf ve reca (korku ve ümit) ile ibâdet edenlerden yapmıştır. Ayrıca onlar için göz aydınlığı ve mutluluk vesilesi olacak mükâfatı katında gizlemiştir. Gece ibâdet edenler ayetlerde şöyle anlatılmıştır:
“Yoksa inkarcı kimse, o geceleyin secde ederek ve kıyamda bulanarak ibâdet eden, ahiretten çekinen ve Râbbinin rahmetini dileyen kimse gibi midir?” (Zümer s. 9) “Onlar geceleri Râblerine secde ederek ve kıyamda ibâdet yaparak geçirirler.” (Furkan s. 64) “Korkuyla ve umutla Râblerine yalvarmak üzere ibâdet ettikleri için onların vücutları yataklarından uzak kalır.” (Secde s. 16) Yani yataklarından kalkarlar, azâb korkusundan veya kendilerine vadedilen mükâfatları elde etme arzûsundan dolayı yatmakla huzur bulamazlar.
“Yaptıklarına karşılık olarak onlar için nice sevindirici ve göz aydınlatıcı nimetler saklandığını hiç kimse bilemez.” (Secde s. 17)
Gece namazı hadiste de şöyle övülmüştür: “Gece namazına devam ediniz, çünkü o, Râbbinizin rızasına ulaştıran ve günâhlarınızı temizleyen bir ibâdettir.” (Tirmizî)
Gece ibâdetini, gecenin son üçte ikisinde yapmak müstehaptır. Bunun müstehap olan en az miktarı gecenin en son altıda biridir. Rivâyete göre Hz. Peygamber (s.a.v.), hiç ara vermeden gece sabaha kadar ibâdet etmezdi. Gecenin bir kısmında uyurdu. Gece ibâdeti yapmadan sabaha kadar uyuduğu da vaki değildir.
(Ebû Tâlib El-Mekkî, Kûtu’l Kulûb, c.1, s.185-187)