Hz. Ebû Bekir (r.a.)’in asıl adı Abdullah b. Ebî Kuhâfe’dir. Annesi Ümmül Hayr Selmâ bint-i Sahr’dır. Annesi, babasının amcasının kızıdır. Hem annesi, hem babası Teymoğullarındandır. Bu kabîle zarif ahlâkı ve çok edepli olmalarıyla meşhurdur. Hz. Peygamber (s.a.v.)’i tasdik etmekte süratli davranışından dolayı Resûlullâh (s.a.v.) Hz. Ebû Bekir (r.a.)’i şöyle tanıtır: “Müslüman olmaya davet ettiğim herkes mutlaka bir tökezlemiş ve tereddüt göstermiştir. Ebû Bekir böyle değildir. O beni tasdik edip desteklemekte çabuk davranmıştır. Bize destek için uzanan her elin bizim katımızda mutlaka bir mükâfatı vardır. Ebû Bekir’in eli böyle değildir. Onun elinin mükâfatı Allâh katındandır. Ebû Bekir’in malının bana yararlı olduğu kadar hiçbir kimsenin malı faydalı olmamıştır. Bir dost edinecek olsam, Ebû Bekir’i dost edinirim.” Peygamberliğin ilk yıllarında Hz. Ebû Bekir (r.a.) İslâm davetinin yükünü üstlenmiştir. Toplum tarafından takdir ve saygı gören ve güvenilen birisi olup bu özelliğinden dolayı İslâm davetinin ağırlığını üstlendiği zaman büyük başarılar kazanmıştır. İlk müslüman olup, İslâm dinini yayan ve bazen kılıçla, bazen söz ile müslümanlığı savunan bir grup onun eliyle müslüman olmuştur. Osman b. Affan, Talha b. Ubeydullah, Zübeyr b. Avvam, Sa’d b. Ebî Vakkas, Abdurrahman b. Avf, Erkâm b. Ebi’l Erkâm, Ebû Ubeyde b. Cerrah (r.a.e.), Hz. Ebû Bekir (r.a.)’in eliyle müslüman olan ilk insanlardır. Amr b. As (r.a.)’den şöyle dediği rivayet edilmiştir. Peygamber (s.a.v)’e: “İnsanlardan en çok sevdiğin kimdir?” diye sordum. “Aişe” buyurdu. “Erkeklerden en çok sevdiğiniz kimdir?” dedim. “Âişe’nin babası” buyurdu. (Muhammed Mütevelli Şaravî, Cennetle Müjdelenen On Sahâbî, s.15-18)