Cum’a gecesi Duhan sûresini okumalıdır. Ebû Hüreyre (r.a.)’in rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte: “Cum’a gecesi “Hâ mîm edduhân” sûresini okuyan afv edilir” buyuruldu. Diğer bir rivâyette: “Gecenin evvelinde “Hâ mîm edduhan” sûresini okuyan kimseye yetmiş bin melek sabaha kadar istiğfarda bulunurlar” buyuruldu. “Hâ mîm edduhan” sûresini Cuma gecesi veya günü okuyan kimse için Allâhü Teâlâ Cennette bir köşk yapar” rivâyeti de vardır. Zevâlden önce Deccâl’ın şerrinden korunması için Kehf sûresini okumalıdır. Deccâl’e Mesîhü’l-kezzâb da denir. Yeryüzünü boydan boya yanî uzunlamasına seyahat ettiği için Mesîh de denir. Gözleri mesh edilmiş, kör olduğu için de Mesîh denildi. En iyisi Mesâbîh şerhlerinde bildirildiği gibi, yalancı, büyücü demektir. İbn-i Abbâs ve Ebû Hüreyre (r.a.e.) rivâyetiyle bildirilen hadîs-i şerîfte: “Cuma günü veya gecesi Kehf sûresini okuyan kimseye, bulunduğu yerden Mekke’ye kadar yayılan bir nûr verilir. Diğer cumaya kadar üç gün de fazlasıyla günâhları afv edilir. Sabaha kadar yetmiş bin melek onun afvı için istiğfar eder. Dert, belâ, zâtülcenb, baras ve cüzzam hastalıkları ile Deccâl’ın fitnesinden muaf olur” buyuruldu. (İhya) Cuma günleri çok zikretmeli ve çok salevât-ı şerife okumalıdır. Zikir ve salevâtı Cuma günü ve gecesinde çoğaltmak müstehâbdır. Cuma namazından sonra ikîndiye kadar mescidde kalmalı, böylece hac ve umre sevâbına kavuşmalıdır. Selef-i Sâlihîn’den nakledilmiştir: “Cuma namazından sonra hiç konuşmadan yedişer kere Fatiha, Ihlâs ve Muavvizeteyn (Felâk ve Nas) sûrelerini okuyan kimse, gelecek Cuma’ya kadar her türlü fenâlık ve belâlardan korunmuş olur. Bunlar Şeytân’a karşı bir siper olur.” (Ebûbekir b Muhammed, Şir’atü’l İslâm, s.142-147)