Bir mecburiyet altında bizlerden borç mal veya para alan biri, borcunu ödemeyecek bir halde ise, onu bu sıkıntılardan kurtarmak için, borcunu ertelemek veya bağışlamak gibi, ne lâzım gelirse yapmamız, Efendimiz (s.a.v.)’in bizlere olan emir ve vasiyetlerinden biridir. Şu hadîs rivayet edilmiştir: “Darda olan bir kimseyi feraha kavuşturan veya böyle bir kimsenin borcunu ödeyen kişiyi Hâkk Teâlâ Kıyâmet gününün dehşet ve korku veren sıkıntısından kurtarır.” (Müslim) Bir hadîste, “Kıyâmet gününün dehşetinden kurtulmak ve Allâh’ın Arş gölgesine sığınmak isteyen kişi borçluya mühlet versin” (Taberanî) buyuruluyor. Başka bir hadîste: “Bir yoksul borçluya ödeme vadesi gelmeden kolaylık gösteren kişiye, her gün için, o borç miktarı kadar sadaka sevabı yazılır.” (İmâm Ahmed) buyurulmuştur. Diğer bir hadîs-i şerifte: “Herhangi bir kimse, bir mü’min kardeşinin darlık ve sıkıntısını kaldırır, onu feraha ve huzura kavuşturursa, Allâh (c.c.) da o kişinin üzerinden Kıyâmet gününün darlık ve sıkıntısını kaldırır. Kim ki, dünyada bir fakire kolaylık gösterirse, Hâkk Teâlâ da o kimseye, dünya ve âhirette kolaylık gösterir.” (Müslim) Taberânî şu hadîsi rivayet eder: “Kişi borçlu bir fakire, borcunu ödeyebileceği bir duruma gelinceye değin mühlet verirse, Hâkk Teâlâda o kişiye suçlarından tevbe etmesi için mühlet verir.” (İmâm Şarani, Büyük Ahidler, s.195-196)