Abdestte, Maide suresinin 6. âyeti kerimesinde ifade edildiği gibi üç azânın yıkanması, bir azânın da mesh edilmesi farzdır. Yıkanması farz olan uzuvlar; yüz, eller (kollar) ve ayaklardır. Sahih olan görüşe göre, ellere dirsekler de dâhildir. İki kenarındaki çıkık kemiklerle birlikte ayağın yıkanması gerekir. Çıplak ayağın meshedilmesi caiz değildir. Hz. Peygamber ve ashabının abdest alırken ayaklarını yıkadıklarına dair tevatür derecesinde nakledilen hadisler ayakları yıkamanın farz olduğuna delildir. Mesh edilmesi gereken uzuv ise baştır. Başın dörtte biri mesh edilmelidir. Yüzün sınırı, enine, iki kulak yumuşağı arasıdır. Boyuna, alından saçın bitim yeriyle çene altı arasıdır. Favori ile kulak yumuşağı arasında kalan beyaz kısmı muhtar olan görüşe göre yıkamak farzdır. Gözlerin içerisine suyu ulaştırmak farz veya sünnet değildir. Doğrusu bu işlem göze zarar verir. Fakih Ahmet ibn İbrahim (r.âleyh)’den rivâyete göre kişinin yüzünü yıkama esnasında gözlerini şiddetli bir şekilde yumması caiz değildir. Fakat gözünü yumduğunda çapak dışarıda kalıyorsa suyu göz ucuna (çapak altına) ulaştırmak vaciptir. Sahih olan görüşe göre, dudağı kapattığımız zaman, dışarıda kalan kısım yüze, içeride kalan kısım ise ağza tabidir. Abdestte bıyıkları, kaşları ve cilde bitişik olan sakalları yıkamak gereklidir. Sık olan sakal ve bıyık diplerine suyu ulaştırmak ise gerekli değildir. Ancak sakal ve bıyıklar seyrek olup dipleri gözüküyorsa suyun cilde ulaştırılması gerekir. Gusülde sık olan bıyık ve sakalın altındaki cilde suyu ulaştırmak farzdır. (Suâlli-Cevâplı İslâm Fıkhı, c.1, s.182-183)