Üçüncü râşid halife Hz. Osman (r.a.)’in orta yapılı bir bünyesi vardı. Ne uzun boylu, ne de kısa boylu idi. Esmer eğilimli güzel bir yüzü vardı. Sakalı sık ve gür idi. Zarif tabiatlı, yumuşak ahlâklı, arı duru bir kişiliği vardı ve çok cömert olmakla biliniyordu. Çok alçak gönüllü ve tepeden tırnağa bir hâyâ örneği idi. Hz. Osman (r.a.) ilk müslüman olanlardandır. Müslüman olanların beşincisi veya yedincisi olduğu rivâyet edilmektedir. Hz. Osman’a “İki Nur Sahibi” anlamına gelen “Zînnûreyn” denmiştir. Çünkü o Resûlullâh (s.a.v.)’in iki kızı ile evlenmiştir. İlk olarak Hz. Peygamber (s.a.v.)’in kızı Rukiye (r.anhâ) ile evlenmiş, onun vefâtından sonra Ümmü Gülsüm (r.anhâ) ile evlenmiştir. Rivâyet olunduğuna göre Ümmü Gülsüm (r.anhâ)’nın da hicretin 9. yılında vefât etmesi üzerine, Hz. Peygamber (s.a.v.): “Eğer üçüncü bir kızım olsaydı, onu da seninle evlendirirdim” buyurmuştur. Resûlullâh (s.a.v.)’in bu şahitliği, Hz. Osman (r.a.)’in Peygamber (s.a.v.) katındaki değerini gösteren bir uygulamadır. Resûlullâh (s.a.v.)’in bu uygulamalı şahitliği yanında Hz. Osman (r.a.) için sözlü şahitliği de vardır. İhtiyaç halinde Hz. Osman (r.a.)’in cömert bir şekilde coşkun ve taşkın bir yardımını gören Hz. Peygamber (s.a.v.): “Bu günden sonra ne yaparsa yapsın, yaptığı Osman’a bir zarar vermez. Allâh’ım! Osman’dan razı ol! Çünkü ben Osman’dan razıyım” buyurdu. Bir başka münâsebetle Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Her peygamberin bir arkadaşı vardır. Benim cennette arkadaşım Osman’dır.” (Muhammed Mütevelli Şaravî, Cennetle Müjdelenen On Sahâbî, s.83-84)