Efendimiz (s.a.v.)’in emir ve vasiyetlerinden biri, Cuma günü ve gecesinde Kur’ân-ı Kerîm’den Kehf sûresinin okunmasını itiyad (alışkanlık) haline getirmemiz hakkındadır. Kezâ aynı gün içinde Âl-i İmran, Yasin, Hâmîm Dühân surelerini okumamız Efendimiz (s.a.v.)’in emirleri iktizâsındandır (gereğincedir). Bu bildirilen sûre ve âyetlerin özellikle cuma gecesinde okunmasındaki gizlilikleri bilsek de bilmesek de bunların okunması lüzûmu vardır. Tavsiye edilen bu surelerdeki gizlilikleri, akıllar tahammül edebilseydi, bunları açıklamaktan geri kalmazdık. Bunun içindir ki, İslâm âdabı icâbı, bizler şeriatın müessisi Efendimiz (s.a.v.)’in gizli tuttuklarını gizlemek ve açıkladıklarını da açıklamak, aydınlattığı yolu aydınlatmak mecburiyetindeyiz. Zira O (s.a.v)’in iz ve işaretlerinden ayrılamayız. Allâh (c.c) halîm ve hikmet sahibidir. Nitekim şu hadîs rivâyet edilmiştir: “Herhangi bir kimse Cuma gecesi Kehf sûresini okursa, o kişi iki Cuma arası ilâhî nurla nurlanmış olur.” (Beyhakî) Ed-Dârimî’nin metni şöyledir: “Cuma gecesi Kehf sûresini okuyan kişinin kendisiyle Kâbe-i Muazzama arası aydınlanmış olur.” İbn Merdûye (r.âleyh), tefsirinde şu hadîsi rivâyet eder: “Cuma gecesi Kehf sûresini okuyan kişi, Kıyâmet gününde ayak topuğundan göklerin yüksek katlarına kadar bir nurla aydınlandığı gibi, iki cuma arasında işleyeceği suçları da affedilir.” Şu hadîs rivâyet edilmiştir: “Herhangi bir kişi cuma gecesi Kur’ân-ı Kerîm’den Hamim Duhân sûresini okursa işlemiş olduğu bütün suçlardan arınmış olur.” (İsfehânî) Başka bir hadîste de, “Cuma gecesi veya gününde, Hamim Duhân sûresini okuyan kişiye Hâkk Teâlâ Cennet’te bir ev yapar” (Taberânî) buyurulmuştur. (İmâm Şarani, Büyük Ahidler, s.163-164)