Yılbaşı Kutlamaları Faciası

Yılbaşı Kutlamaları Faciası. Yılbaşında insan, hıristiyan gibi yılbaşı gecesi tertipleyeceğine, geride bıraktığı koca bir yılı nasıl geçirdiğinin muhasebesini yapmalıdır. 
 
31 Aralık gününü 1 Ocak gününe bağlayan gece, milâdi takvime göre yılbaşı gecesidir. Biz Müslümanlara göre ise bu gece, resmî ve milletlerarası bir takvim başlangıcı olmaktan başka bir şey ifade etmemektedir. Zira Müslümanlara göre yılbaşı hicrî Muharrem ayının birinci gecesidir.
Günümüzde, toplumların kültürel değerlerini, hatta itikadî ve ahlâkî eğilimlerini; sahip oldukları hayat tarzı, ekonomik yapı, yerleşim, ulaşım, iklim, çevre, eğitim, folklor, örf ve âdet gibi ilk bakışta konuyla ilgisiz gözüken birçok hususu derinden etkilemekte ve sonuçta mekanizma kendi değerlerini üretmektedir. Bu sebepten, yılbaşı kutlamalarının, sıradan bir kutlama olarak kabul edilmesi ve tabiî karşılanması mümkün olamaz. Aksine, yılbaşı kutlamak, Noel ağacı süslemek, Noel babanın hediye bırakması gibi âdetler toplumumuzda kültürel tahribata ve kimlik bunalımına yol açmakta, yeni yetişen kuşakları, kendi öz değerlerinden koparıp batının hayat tarzına alıştırmakta, sonra da onların değer ve inanç esaslarına sıcak bakmaya ve giderek onları benimsemeye götürebilmektedir.
Yılbaşında insan, hıristiyan gibi yılbaşı gecesi tertipleyeceğine, geride bıraktığı koca bir yılı nasıl geçirdiğinin muhasebesini yapmalıdır. Bunları düşünmeli, ilerideki yıllarını düzene sokmaya çalışmalıdır. Müslümanlar, önce Allâhü Te‘âlâ’ya verdikleri sözü hatırlamalı, Kur’ân-ı Kerîm ve Sünnet doğrultusunda kendilerine bahşedilen “Müslüman” ismine yaraşır vakar ve bilincin şuurunda olabilmelidirler. Tüm bunlar sebebiyle o gece hıristiyanvari bir eğlence ve kutlamanın içine katiyyen girmeyelim. Allâh korusun! Eğer o gece, o hâl üzere ölüm üzerimize gelecek olursa, bilin ki ölümün akabinde azap melekleri tarafından hıristiyan birinin karşılaşacağı muameleyle karşılaşacağız.
Bundan asla şüphe etmeyelim ve o anı düşünerek dehşete kapılıp, kendi özümüze dönelim. Hep sevdiğimizi söylediğimiz müminler gibi yaşayalım. Tırnağını bile müşriklere muhalefet ederek kesen Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’e ihânet etmeyelim. Unutmayalım ki Peygamber (s.a.v.) Efendimiz: “Kişi sevdiği ile beraberdir” buyurmuşlardır.
(Burhan Dergisi, 3 Aralık 2010)