Tevhid Üzere Ölenlerin Cehennemden Çıkmaları 

Tevhid Üzere Ölenlerin Cehennemden Çıkmaları başlıklı yazımızı istifadenize sunuyoruz.
Bir hadîs-i şerîfte Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Ümmetimden birtakım kimseler günâhları sebebiyle cehenneme girerler ve onlar ateşin içinde, Allâh (c.c.)’un dilediği kadar bekleyip dururlar. Sonra şirk ehli (yani Allâh (c.c.)’a şirk koşanlar) onları ayıplayarak, kendilerine: “Biz, sizlerin peygamberlerinizi, tasdik ederek (onlara) îmân etmekte olduğunuz şeyin size bir fayda temin ettiğini görmüyoruz” derler. Bunun üzerine Allâhü Teâlâ hiçbir mü’min bırakmaz ve muhakkak onu (cehennemden) çıkarır” buyurdu. Sonra Resûlullâh (s.a.v.): “O küfredenler zaman zaman (nedâmetle, ah vaktiyle) Müslüman olsalardı, diye temenni edecekler” (Hicr s. 2) meâlindeki âyeti okudu.
Yine hadîs-i şerîfte, Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz: “Kıyâmet gününde benim şefaatim ancak ümmetimden büyük günâhları işleyen kimseleredir” buyurmuştur. Allâhü Teâlâ mü’minlerin âsîlerini cehennemden çıkarmayı isteyince, başka dinler ahalisinin, âsî mü’minlere şöyle demelerini akıllarına getirir. Onlar (günahkâr mü’minlere): “Bizler dünyada sizlerle beraber idik. Siz imân ettiniz biz küfrettik. Siz tasdik ettiniz, biz tekzip ettik. Siz ikrâr ettiniz, biz inkâr ettik. Fakat sizin o imanınız, tasdikiniz, ikrârınız bugün sizden hiçbir şeyi kurtaramadı, size bir fayda sağlayamadı. Çünkü siz de, bizim cehennemde azâp olunduğumuz gibi azâp olunmakta ve biz ateşin içinde devamlı olduğumuz gibi siz de sürekli kalmaktasınız” derler.
İşte o zaman da Allâhü Teâlâ âsî mü’minlere öyle bir öfkeyle gazâp eder ki, ondan önce böyle hiç gazâp etmemiş, bundan sonra da öyle hiç gazâp etmeyecektir. Derken tevhid ahalisi cehennemden, cennet ile sırat köprüsü arasındaki hayat ırmağı denilen suyun yanına çıkarılarak üzerlerine hayat suyu serpilince onlar sel yatağındaki yabani reyhan tohumlarının bitmesi gibi biterler.
(İmâm Şaranî, Ölüm, Kıyâmet, Âhiret ve Ahirzaman Âlametleri, s.291-292)