Sadık İnsan Kimdir?
Sadık İnsan Kimdir? Sâdık insan”ın alametleri şunlardır: Baktığı zaman ibret alır, sustuğunda tefekkür eder, konuştuğunda zikreder, verilmeyip men edildiğinde sabreder.
Sadık insan”ın alametleri şunlardır: Baktığı zaman ibret alır, sustuğunda tefekkür eder, konuştuğunda zikreder, verilmeyip men edildiğinde (engellendiğinde) sabreder, verilince şükreder, belâya uğrayınca istircâ eder (“innâ lillah ve innâ ileyhi râciûn” âyetini okur; Allâh (c.c.)’a sığınır), biri ona câhilce davranırsa hilmle karşılık verir, bilgilendiğinde tevâzu gösterir, öğrettiğinde rıfk ile, bir şey sorulduğu veya istendiğinde de cömertçe davranır.
Yolda bulunan, kendisine başvuran için şifâ, doğru yolun gösterilmesini isteyene yardımcı olur. O, sâdık bir müttefik ve hayırlı bir sığınaktır. Kendi hakkı söz konusuysa kolayca râzı olur; Allâhü Te‘âlâ’nın hakkı husûsunda ise endişelidir. Onun niyeti amelinden efdâl, ameli ise sözünden daha açıktır. Hak üzeredir. Sığındığı bağlandığı hayâ, bildiği verâ’, delili (şâhidi) ise güvenilirliktir.
Onun nûrdan basireti vardır, onunla görür, ilimden hakikâtleri vardır, onunla konuşur ve yakînden delilleri vardır, onunla mes’eleleri yorumlar. Bu mertebeye ancak Allâhü Te‘âlâ için nefsiyle cihâd eden, tâat ederken niyeti istikamet üzere olan, gizli ve açık işlerinde Allâh (c.c.)’dan korkan, emelini kısaltan, tehlikeden sakınmak için tetikte olan, niyaz denizinde yelken açıp, necât rüzgarını ardına alan kişi ulaşabilir. Artık onun vakitleri ganimet, ahvâliyse emniyettir.
Gurûr diyârının gösterişine kapılmaz. Onun gurûr diyarının sîmâsının serâbının parıltısı, mahşer gününün hâllerini unutturmaz. “Sâdık insan” takva üzere olur. Hasan el-Basrî (r.a.), “Takva, Allâh (c.c.)’dan başkasını Allâh (c.c.)’a tercih etmemen ve bütün işlerin Allâh (c.c.)’ın kudretinde olduğunu bilmendir” demiştir. Vâkıdî de “Takvâ, insanlara karşı dış görünüşünü süslediğin gibi, Cenâb-ı Allâh’a karşı sırrını (içini, gönlünü) süslemendir.” demiştir.
(Haris el-Muhasibî, Ahlâk ve Arınma)