Rabbe Giden Kısa Yol
Rabbe Giden Kısa Yol. Hâkk Te‘âlâ’ya boyun eğerek ve itaat ederek kendisini bütün yasaklardan korusun diye ihlâsla duâ eder. Yüce Allâh (c.c.)’dan, salih amelleri işlemede kendisini muvaffak kılmasını ve sevilen fazîletleri kendisine lütfetmesini niyâz eder.
Bazı âlimler “Bir saat tefekkür; bir yıllık ibadetten daha hayırlıdır” haberi hakkında şöyle demişlerdir: “Bu tefekkür, kötülüklerden alıkoyup iyiliklere götüren ve dünyaya aşırı rağbetten ve hırslı olmaktan uzaklaştırıp kanaat ve zühde götüren tefekkürdür.” Nitekim şu ayette de tefekküre dikkat çekiliyor: “Allâh (c.c.) size ayetlerini açıklıyor ki, tefekkür edesiniz.” (Bakara s. 266)
Yani dünya ve ahiret hakkında düşünesiniz. Tefekkür edenler neticede, ebedi olan hayat için çalışır ve ona rağbet ederler, fanî olandan ise yüz çevirirler. Yine ayette de bu ifade ediliyor: “Onda olanları zikrediniz ki takvâya eresiniz.” (Bakara s. 63)
Kul tefekkür durumunda güzel niyetlere bürünür ve Allâh (c.c.)’a ve yarattıklarına karşı en güzel âmel ve davranışları gerçekleştirmeye azmeder. Veya istiğfarda bulunur. İşlediği ve gelecekte işleyebileceği hataları için tövbesini yeniler. Yine tefekkür hâlindeki kimse, yalvarıp yakararak, korkarak, Hâkk Te‘âlâ’ya boyun eğerek ve itaat ederek kendisini bütün yasaklardan korusun diye ihlâsla duâ eder. Yüce Allâh (c.c.)’dan, salih amelleri işlemede kendisini muvaffak kılmasını ve sevilen fazîletleri kendisine lütfetmesini niyâz eder. Bu esnada kalbini ve zihnini diğer arzu ve düşüncelerden sıyırır, duâsına icâbet olunacağına inanır ve ilâhî taksime razı olur. Veya bu zamanını, iyi ve hayırlı şeyler konuşup, din kardeşlerini Allâh (c.c.) yoluna çağırarak, onlara faydalı olarak ve onlara ilim öğreterek geçirir.
İşte geçmiş âlimlerimizin zikir ve tefekkürleri böyle idi. Zikir ve tefekkür, ibâdet ehlinin en fazîletli ibâdeti idi. Ve bu, âlemlerin Râbbine götüren uzun ve girift olmayan, muhtasar (kısa) bir yoldur.
(Ebû Tâlib El-Mekkî, Kûtu’l Kulûb, c.1, s.114-115)