Peygamberimize Ezel Aleminde Nübüvvet Verilmesi 

Bunun da açıklaması şudur ki, usta bir mimar bir köşk yapmak istese, önce kendi zihninde bütün gerekleri üzere onun resmini yapıp ondan sonra dışarıda bina etmeğe başlar. Düşünce ve anlayışında nasıl bir tavır üzere tasavvur etti ise ona uygun üslûp üzere onu tamamlar. O halde yapılan köşk, takdir bakımından önce, varlık bakımından ise sonra olur. İşte Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz’in: “Küntü nebiyyen (Ben nebi idim)” buyurması da bu mânaya işarettir. Zira Âdem (a.s.) yaratılmadan önce Resûlullâh (s.a.v.) hazretleri Allâh (c.c.)’un takdirinde peygamberdi ve Hz. Âdem (a.s.)’in yaratılmasından murâd, onun zürriyetinden âlemlerin kendisiyle öğündüğü Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin vücuda gelmesiydi. Velhâsıl peygamberliğinin daha önce oluşu Allâh (c.c.)’un takdirine göredir” diye cevap verdi.
(İmâm Kastalânî, Mevâhib-i Ledünniyye, c.1, s.24-26)