Peygamber Efendimiz’in Konuşmaları

Peygamber Efendimiz’in Konuşmaları başlıklı yazımızı istifadenize sunuyoruz.

Konuşmaya Allâh (c.c.)’un adıyla başlarlardı. Daima düşünür ve sükûtu tercih ederlerdi. Lüzum olmadan konuşmazlardı. Konuştuklarında az ve öz konuşurlardı. Boş söz asla söylemezlerdi. Konuştuklarında tatlı ve tesirli konuşurlardı. Kimseye fenâ söz söylemezlerdi. Gür ve yüksek sesle, tane tane konuşurlardı. Konuşma esnasında başlarını yukarı kaldırırlardı. Konuşurken bazen lâtife ederler ve gözlerini öne indirirlerdi. Nadiren güler, ekseriya tebessüm ederlerdi. Kahkaha ile gülmezlerdi.
Konuşmalarında umumiyetle sözlerini üç defa tekrar ederlerdi, öyle ki dinleyenler bunları ezberleyebilirlerdi. Bir şeye taaccüb edince, elinin içini çevirirlerdi. Elleriyle işaret ettikleri zaman, bütün kollarını kaldırırlardı. Bazen bir şey söyleyince, ellerini birbirine çırparlardı. Konuşan hiç kimsenin sözünü kesmezler, sözleri bitinceye kadar dikkatle dinlerlerdi.
Normal hallerinde olduğu gibi hiddetli hallerinde de, daima hakkı söylerlerdi. Konuşulması ve anlatılması gereken şeyleri kinaye yoluyla anlatırlardı.

Resulullah Efendimiz’in Zikirleri


Cenâb-ı Hakk Kur’ân’da: “Onlar (mü’minler) ayakta iken, otururken ve yatarken (dâima) Allâh’ı zikrederler.” (Âl-i İmran s. 191) “Nice adamlar vardır ki, hiçbir ticaret, hiçbir alışveriş onları zikrullâhtan alıkoymaz.” (Nûr s. 37) buyurmaktadır.
Kur’ân tebliğcisi Efendimiz (s.a.v.), bu emir ve sıfatların en canlı timsâli idiler. Hz. Âişe (r.anhâ) validemiz, bize Resûlullâh (s.a.v.)’i Allah (c.c.)’u tenzih ve takdisten geri kalmadıklarını haber veriyorlardı.
Otururken, yatarken, yürürken, uyurken, abadest alırken, seyahat ederken, evinden çıkarken, mescide giderken, düşmanla mücâdele ederken dâima Allâh (c.c.)’u zikreder, dâima O (c.c.)’un adını takdîs ederlerdi.
(Ömer Muhammed Öztürk, Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in Yüce Ahlâkı)