1. Sahura Kalkmak: Hz. Peygamber (s.a.v.) şu tavsiyede bulunmuştur: “Sahura kalkınız. Çünkü sahur yemeğinde bereket vardır.” (Buhârî) Çocuklar, derunleri temiz olduğu için o berekete katılmak isterlerse engel olunmamalıdır. 2. İftarı Acele Etmek: Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Ümmetim iftarı acele edip, sahuru da geciktirdikleri sürece hayır üzerindedir.” (Buhârî) İftar vakti olunca önce iftar edilmeli yani önce oruç açılmalı sonra namaz kılınmalıdır. Sahuru da imsâkla bitirilmelidir. 3. İftarda Dua Etmek: Bu vakitte yapılan duâ geri çevrilmemektedir. Allâh’ın Resûlü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Üç kimse vardır ki duâları reddolunmaz: İftar anında oruçlu olanın, âdil devlet başkanının ve mazlumun duâsı. Allâh bunu (mazlumun duasını) bulutların üstüne kaldırır, göğün kapılarını ona açar ve Râbb Teâlâ: “İzzetim hakkı için, bir zaman sonra da olsa öcünü almakta mutlaka sana yardım edeceğim” buyurur.” (Tirmizî) 4. Fakirlere İkrâm Etmek: Zeyd b. Hâlid el-Cühenî (r.a.)’den, Hz.Peygamber (s.a.v.): “Oruçlu bir kimseyi iftar ettiren, oruçlunun alacağı ecir kadar ecir alır, oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez” buyurmuştur. (Tirmizî) Hz. Peygamber (s.a.v.), Ramazân ayında infâkını arttırırdı. Hadîste şöyle anlatılmaktadır: “Hz. Peygamber (s.a.v.) hayır yapmada insanların en cömerdi idi. Ramazan ayında Cebrail (a.s.) ile karşılaştığı zaman ise en cömert davranandı.” (Buhârî) Bize gereken, Peygamberimiz (s.a.v.)’in yaptığı gibi ihsânı ve ikrâmı, infâk ve tasadduku Ramazan ayında daha çok arttırmaktır. İkrâm edene Allâh (c.c.) ikrâm eder. Şüphesiz Allâh (c.c.) hem maddî hem manevî ikrâm eder. Allâh’ın ikrâmı da kendi zâtına uygun olur.