Namazsız Nesil Tehlikesi

Namazsız Nesil Tehlikesi. Allâhü Te’âlâ tarafından bize bahşedilen, geleceğimizin umut ve aydınlığı olan yavrularımızı, namaz bilinci ve ondan beklenen erdemlilikle yetiştirip topluma hazırlarsak, toplumun kurtuluşuna vesile oluruz.


Çocuklarımızın dünyalarını mamur etme uğruna ahiretlerini ihmâl etmememiz gerektiği konusunda Rabbimiz bizi özellikle uyarmaktadır. Kur’ân-ı Kerîm, “Ailene namazı emret ve kendin de ona devam et. Senden rızık istemiyoruz. Sana da biz rızık veriyoruz. Güzel sonuç Allâh’a karşı gelmekten sakınanlarındır.” (Tâhâ s. 132) âyetiyle, kendimizin namaza devam etmesi yanında, aile ehlimize de namazı emretmemizi açıkça bildirmektedir. Allâhü Te’âlâ tarafından bize bahşedilen, gözümüzün nuru, geleceğimizin umut ve aydınlığı olan yavrularımızı, gençliğimizi, namaz bilinci ve ondan beklenen erdemlilikle yetiştirip topluma hazırlarsak, hem kendimizin, hem onların, hem de toplumun kurtuluşuna vesile oluruz. Bu niteliklerle yetiştirdiğimiz çocuklarımızla, dünyada da ahirette de gözümüz aydın olur. Onların işledikleri salih amel ve yaptıkları hayır duâ sayesinde amel defterimiz kapanmaz. Onların işledikleri hayrın sevâbının bir misli bize yazılır. Biz öldükten sonra onların dünyadaki hayatı bizlere müjdeli haber olarak gösterilir. Bu suretle onlarla ilgili hesabımızı kolayca verip, onlardan dolayı mükâfatlandırılırız. Bunun için “ağaç yaş iken eğilir.” atasözünü hatırda tutarak, özellikle küçük yaştan itibaren çocuklarımızı İslâm terbiyesi ile yetiştirmemiz gerekir. Allâh (c.c.) korusun, haram helâl tanımayan bir nesle sahip olmamız durumunda ise, hem onların dünyası, hem bizim ve hem de toplumun dünyası cehennem olmakla kalmaz, ayette haber verildiği gibi ahiretteki “cehennem çukuru” da buradayken hazırlanmış olur. Bizim ihmâlimizden kaynaklanabilecek kötü hâllerinden dolayı, kıyamet günü onlar ayrıca bizden şikâyetçi olurlar. Âyet-i kerimede şöyle buyrulur: “Onlardan sonra, namazı zayi eden, şehvet ve dünyevî tutkularının peşine düşen bir nesil geldi. Onlar bu tutumlarından ötürü büyük bir azaba çarptırılacaklardır.” (Meryem s. 59)


(Ahmet Gelişgen, Kur’an’dan Öğütler-2, 135.s.)