Kabirde ilk sorulacak şeyin temizlik, mahşerde ise namaz olduğunu bildiren Hadis-i Şerif varid olmuştur.
Namaz kılacak kişinin bedeninin, elbisesinin ve namaz kılacağı yerin temiz olması gerekir. Temizliğin en önemli aracı temiz sudur. Akan bir suya veya 50 m2’den fazla bir alandaki suya karışan pis madde suyun koku, tad ve renk özelliklerinden birini değiştirirse, pis su hükmünde olur. Bundan daha az miktardaki durgun suya pislik karıştığında, suda bu özelliklerden herhangi birini değişmese bile su pis olur.
Katı pislikler 1 dirhem (3,207 gr.), sıvı ise el ayasını geçerse namaza manidir. Bundan az bir pislik elbisede veya namaz kılınan yerde bulunulursa bununla namaz kılmak ise mekruhtur. Elbiseye sıçrayan pisliğin gözle görülüp görülmeyeceğinden şüphe ediliyorsa bu affedilmiş sayılır. Ancak sıçrayan damlacıklar, iğnenin kalın ucundan daha büyük olmak suretiyle gözle görülecek seviyedeyse bunların toplamı el ayasını geçiyorsa namaza mani olur.
Vesveseli kimsenin şüpheye düşüren şeye iltifat etmemesi gerekir.
Köpeğin derisi pistir. Başka bir pislik olmamak şartıyla şartı ile eti yenen hayvanların ve atların derisi ve artığı temizdir. Kedinin tüyleri ise temizdir. Hz. Peygamber (s.a.v) : “Kedi pis değildir. O sizin etrafınızda çok dönüp dolaşanlardandır.” buyurmuştur.
Küçük veya büyük abdestini tutamayan, yellenmesini önleyemeyen, istihaza kanı sürekli akan veya vücudunda devam eden akıntı bulunan bir kimsenin bu özrü tam bir farz namazı vaktini kaplayacak şekilde devam ediyorsa o kimse özür sahibidir. Özrün hükmü her farz namazı vakti için abdest almaktır. Elbisesini vb. yıkamak farz değildir. Vakit çıktığında abdest bozulur.
(İbni Abidin, Redd’ül Muhtarc.1, s.315-549)