Fecr-i sâdık doğmuş yani tan yeri ağarmış, sabah namazının vakti girmiş ise, abdest aldıktan sonra sabah namazının iki rek’at sünnetini evinde kıl. Peygamberimiz (s.a.v.) böyle yaparlardı. Cemaati asla terk etme. Özellikle sabah namazını cemaatle kıl. Cemaatle kılınan namazın sevâbı, tek başına kılınan namazın sevâbından 27 kat fazladır. Güneş doğup bir mızrak boyu yükseldikten (45 dakika geçip kerahât vakti çıktıktan) sonra işrâk namazı niyetiyle iki rek’at namaz kıl. Bu namazın vakti, kerahât vaktinin sona erdiği zamandır. Çünkü sabah namazının farzı kılındıktan güneş doğup bir mızrak boyu yükseldiği zamana kadar namaz kılmak mekruhtur. Hz. Enes (r.a.)’in rivâyet ettiği hadis-i şerifte Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “Kim sabah namazını cemaatle kılar, sonra oturup güneş doğuncaya kadar Allâh’ı zikreder ve kerahât vakti geçince iki rek’at namaz kılarsa, o kimse için tam bir hac ve tam bir umre sevâbı yazılır. (Tirmizî) Ortalık iyice aydınlanıp, vakit gündüzün dörtte birine yaklaştığında dört, altı veya sekiz rek’at duhâ (kuşluk) namazı kıl. Bu namaz iki rek’atte bir selâm verilerek kılınır. Duhâ namazının bu sayılarda kılınmasını, Peygamberimiz (s.a.v)’den nakledilmiştir. Ama namaz baştan sona hayır olduğu için, isteyen daha az veya daha çok kılabilir. “Resûlullah (s.a.v.) Duhâ namazını iki vakitte 6 rek’at kılardı. Güneş doğup kerahât vakti geçince kalkıp iki rek’at kılar, güneş iyice yayıldıktan sonra da dört rek’at daha kılardı.” Ümmü Hâni (r.anhâ) da “Resûlullah (s.a.v.) duhâ namazını iki rek’atte bir selam vererek sekiz rek’at kılardı” (Ebû Davud) buyuruyor. (Huccetül İslâm İmâm Gazâlî (r.âleyh), Nasıl İyi Bir Kul Olunur?, s.165-166)