Muhabbet Kimlerde Bulunur?

Muhabbet Kimlerde Bulunur? Başlıklı yazımızı istifadenize sunuyoruz.

“Kardeşler üç çeşittir: Birisi gıda gibidir; o her gün lazımdır. Diğeri, ilaç gibidir; ihtiyaç olunca alınır. Üçüncüsü, hastalık gibidir; kendisinden kaçılır.”
İnsan bu üçüncüsü ile imtihân içindedir. Onunla ünsiyet kurulamaz, muhabbet edilemez, kendisinden bir fayda gelmez. Birinci kimse, Allâhü Te’âlâ’nın kuluna bir ikrâmıdır; onunla kolayca kaynaşılır, muhabbet kurulur, kendisinden devamlı istifade edilir.
Ebû Zer (r.a.) demiştir ki: “Yalnızlık kötü arkadaştan; salih (güzel ahlâklı) arkadaş ise yalnız kalmaktan daha hayırlıdır.”
Bişr b. el-Hâris demiştir ki: “Bir insanın üç çeşit kardeşi olur: Birisi ahireti içindir; diğeri dünyası içindir; diğeri de kendisiyle muhabbet edip huzuru bulmak içindir.” O, kendisiyle muhabbet edilen kardeşin, bazen ibâdet ehlinden bile çıkmayacağını, muhabbetin özel bir yeri olup seçilmiş kimselere has olduğunu bildirmiştir. Denilmiştir ki: “Muhabbet ancak, kalbi uyanık ve şerefli kimselerde bulunur.”
Yusuf b. Esbat, kardeşleri içinde muhabbet ehli olanları över, sever, onların çok kıymetli olduğunu söyler ve içinde bulunduğu beldenin ismini vererek: “Şu Masisa’da kendisiyle muhabbet edilip huzur bulunacak üç kişi yok!” derdi.
Şunu bil ki, ünsiyet ve muhabbet, her alimde, her akılda ve her ibâdet ehli zahitte bulunmaz. Muhabbet, velilerde bulunan bir takım sıfatlara muhtaçtır. Onlar bir insanda toplandığı zaman, onun muhabbeti en üst seviyeye çıkar; kendisinden soğukluk ve çekinme hali kalkar. Bu sıfatların bulunmadığı bir kimse ile muhabbet kurulamaz. Onların bir kısmına sahip olan kimse ile bir derece muhabbet kurulabilir.
Gerçek muhabbet elde edildiği zaman, insan bütün sıkıntılardan, gam ve kederlerden kurtulur; rahat eder; kalbi huzur bulur.
(Ebû Tâlib el-Mekkî, Kûtu’l-Kulûb, 4.c., 363-364.s.)