Dinin şiarı olan ezânın herbir cami ve mescitte okunması asıldır. Bu yüzyıllardır böyle devam etmiştir. Ezân, ister cemaatle kılınsın ister tek başına kılınsın namazın sünnetidir. Buna binaen, her mescitte kılınacak namaza ait müstakil ezân okunmalıdır. Bir mescitte okunan ezân o mescitle alakalı olup diğer mescitler için geçerli değildir. Merkezden okunan ezân sahihtir. Ancak sadece okunduğu merkez camisi için sünnettir. Diğer mescitler bu ezânı işitiyor olsalar da tekrar kendi cemaatlerine ait ezânı okumaları sünnet olduğundan, terki mekruh olacaktır.
Merkezi sistem uygulanması için gösterilen önemli sebeplerden biri de ezânların güzel şekilde okunamadığıdır. Bunun önlenmesi için bazı merkez camilerden hoparlör ile yüksek sesle ezân okunup diğer mescit ve camiler kendi cemaatlerine duyuracak şekilde hoparlörsüz ezân okurlar. Böylece hem merkezi ezânın güzelliği sağlanır, hem de sünnet olan her mescitte ezân okunması da terk edilmiş olmaz. Tarla, bağ, bahçede çalışırken yakındaki camiden ezân sesi duyuluyorsa ezân okumak müstehâptır. Terk edilmesi mekruh değildir. Fakat ezân sesinin duyulmadığı yerde ezânı terk etmek mekruhtur. Seferde olan kişinin her hâlde ezânı terk etmesi mekruhtur. Orman, çöl gibi insanların yaşamadığı yerlerde cemaatle namaz kılacakları zaman ezânı terk etmeleri mekruh değildir.
(Suâlli Cevâplı İslâm Fıkhı, c.1, s.439)
KAZÂ KILARKEN EZÂN VE KÂMET GEREKİR Mİ?
Kazâya kalan namazların tek başına veya ce-maatle kazâ edilmesi durumunda ezân ve kâme-tin tekrarı gerekir. Şâyet kazâ edilecek namazlar birden fazla ise kazâ edeceği ilk namaz için ezân okur ve kâmet getirilir. Daha sonra kazâ edeceği namazlar için sadece kâmet getirilir.(Suâlli Cevâplı İslâm Fıkhı, c.1, s.440-441)