Kurban İbadeti
Kurban İbadeti. Kurban, Kurban bayramının ilk üç gününde Allâh’a manevî yakınlık niyetiyle kesilen kurbanlık hayvandır.
Kurbanın Kur’ân’dan delili, Kevser suresindeki “Fe salli lirabbike venhar (Rabbin için namaz kıl ve kurban kes)” emridir.
Sünnetten birçok delillerinden birisi şudur: Müslim, Enes (r.a.)’dan rivâyet ediyor: “Resûlullâh (s.a.v.) güzel boynuzlu, beyazı siyahından fazla, alaca iki koç kurban etti. Besmele çekip tekbir getirdikten sonra, ayağını kurbanın iki yanına koyup ikisini de kendi elleriyle kesti.”
Kurban, belli vakitte (Kurban bayramının ilk üç gününde) Allâh (c.c.)’a manevî yakınlık niyetiyle kesilen kurbanlık hayvandır. Kurbanda vâcib olan kan akıtmaktır. Onun için, kurbanı diri olarak tasadduk etmekle (sadaka olarak vermekle) Müslüman vâcib borcundan kurtulamaz.
Efendimiz (s.a.v.), vefât senesinde yaptığı Vedâ Haccı’nda 100 deve kurban ettiler. Bunlardan, dünyada yaşadığı sene sayısınca olanını yani 63 tanesini bizzat kendi elleriyle kesmişler, kalan 37 tanesini de Hz. Alî (r.a.)’e havale edip ona kestirmişlerdir.
İnsanların ihtiyaçları için her gün yeryüzünde yüzbinlerce hayvan kesiliyor. Fakat bunlardan yalnız halleri vakitleri yerinde olanlar istifade edebiliyor. Kurban bayramında ise Allâh (c.c.) rızâsı için bir kısım hayvanlar kesiliyor. Bunların etlerinden, derilerinden muhtaçlar da istifade ediyor. Şahsî menfaat yerine âmme menfaati oluyor. Dolayısıyla kurban kesilmesi müslümanlığa mahsus pek insanî bir fedakârlık demektir. Kurban kesilmekle kesilen hayvanların sayısı pek artmış olmaz, belki kurban kesildiği günlerde kasapların kestiği hayvanların sayısı azalır.
Kendi zevkleri için her gün binlerce hayvanın kesilmesini görmeyenlerin senede bir defa Allâh (c.c.) rızâsı için bir kısım hayvanların fakirlerin faydalanması uğruna kurban olarak kesilmesini çok görmeleri doğrusu büyük bir düşüncesizliktir.
(İbn-i Abidinzâde Muhammed Alaaddin,Üç Boyutuyla İslâm İlmihâli, s.487)