İbn Abbas (r.a.)’den: Bir adam Resûlullâh (s.a.v.)’e: “Amellerden hangisi daha üstündür?” diye sorduğunda buyurdular ki; “Hâllulmurtehildir.” O adam; “Hâllulmurtehil ne demektir?” diye sorduğunda Peygamber (s.a.v.): “Kur’ân-ı Kerîm’i başından başlayıp sonuna varıncaya kadar okuyan, sonuna varınca yine başından başlayan, durduğu yerden tekrar ilerleyen Kur’ân ehline denilir” buyurdu. (Tirmizî, Hâkim) “Hâil” varacağı yere ulaşan kimseye denir. “Mürtehil” ise oradan hareket edene denir. Yani Kur’ân-ı Kerîm bittiğinde yeniden başlanmalı. “Yeter artık bitti, sonra bir daha bakarız” denmemelidir. Günümüzde halk bunu ayrıca bir usul kabul etmekte, sonradan Kur’ân’ı hatim etmeye önem vermemektedir. Halbuki işin (gerçeği) böyle değildir. Aslında burada hemen ikinci hatime başlamak maksattır. Ona başlayınca da bitirmek gerekir. Zira, Resûl-i Ekrem (s.a.v.) (Kur’ân’ı bitirince) Kul eûzubirabbinnas’ı okurdu. Bir de Bakara sûresinin başından Muflihun’e kadar okur ve ondan sonra hatim duâsı yapardı. (Darimi) Ebû Mûsa el-Eş’arî (r.a.)’den, Resûl-i Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kur’ân-ı sık sık okuyarak yoklayınız. Nefsim kudret elinde olan Allâh’a yemin ederim ki, Kur’ân’ın hafızadan çıkması, bağlanmış devenin kaçmasından daha süratlidir.” (Buhâri, Müslim) İnsan hayvanı korumaktan gâfil
olur ve hayvan ipinden kurtulursa kaçar, gider. Bunun gibi, eğer Kur’ân-ı Kerîm muhâfaza edilmezse, hafızada kalmaz ve unutulur. Aslında Kur’ân-ı Kerîm’in ezberlenmesi gerçekten
onun apaçık bir mûcizesidir. Yoksa Kur’ân’ın yarısı veya üçte biri kadar olan bir kitabın ezberlenmesi bile sadece zor değil, hemen hemen imkansızdır. Bu sebeple Allâhü Te‘âlâ O’nun ezberlenmesini Kamer sûresinde bir nimet olarak zikretmiş ve bu konuda sık sık uyarıda bulunmuştur: “Andolsun ki, Biz Kur’ân’ı ezberlemek için kolaylaştırdık. Ezberleyen yok mudur?” (Kamer s. 17-22-32-40)
(Zekeriyya Kandehlevi, Fezâil-i A’mal, s.239)