Kuran’ı Gizli ve Açık Okumanın Hükmü
Kuran’ı Gizli ve Açık Okumanın Hükmü başlıklı yazımızı istifadenize sunuyoruz.
Kur’an duruma göre gizli ve açık bir şekilde okunabilir. Gizli okuyuş konusunda Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Açık olarak Kur’ân’ı kıraat eden, zekâtını açıktan veren gibidir. Kıraatını gizli yapan ise, zekâtını gizli veren gibidir.” (Nesai)
Öte yandan sesli kıraat da önemlidir. Nitekim Resûlullâh (s.a.v.), gece namazında sesli olarak Kur’ân okuyan bir grubu beğenmiş ve hatta okuyuşlarına kulak verip dinlemiştir. Ayrıca bir rivayette kıraatin sesli yapılmasını tavsiye ederek şöyle buyurmuştur: “Sizden biriniz, gece namaz kılmak üzere kalktığında kıraatini sesli yapsın. Çünkü melekler ve evde bulunan diğer cin vesaire onun kıraatını dinler ve onunla namaz kılarlar.” (Irakî)
Resûlullâh (s.a.v.), bir gece namaz kılan üç kişinin yanına uğradı. İlki Hz. Ebû Bekir (r.a.)’di ve namazında sessiz bir şekilde Kur’ân okuyordu. Resûlullâh (s.a.v.), niçin böyle yaptığını sordu. O da: “Kendisine yöneldiğim ve yalvardığım Zat beni duymaktadır, ondan dolayı okuyuşumu gizli yapıyorum” dedi.
Hz. Ömer (r.a.) ise sesli olarak Kur’ân okuyordu. Resûlullâh (s.a.v.) ona da aynı soruyu sorduğunda, Hz. Ömer (r.a.): “Uyuyanları uyandırmak ve şeytanı kovmak istiyorum. Bunun için sesli okuyorum” dedi.
Üçüncüsü Bilâl-i Habeşî (r.a.) idi. O da biraz bu sûreden, biraz öbür sûreden âyetler okuyarak namaz kılıyordu. Resûlullâh (s.a.v.), ona niçin böyle yaptığını sorduğunda O: “Rabbimizin temiz kelâmını diğer temiz kelâmı ile karıştırıyorum“ dedi. Bunun üzerine Resûlullâh (s.a.v.): “Hepiniz güzel yapmaktasınız ve isabet etmektesiniz” buyurdu. (Ebû Dâvud)
(Ebû Tâlib El-Mekkî, Kûtu’l Kulûb, c.1, s.255-256)