Kur’an Mucizesi
Kur’an Mucizesi başlıklı yazımızı istifadenize sunuyoruz.
Semânın ve yıldızların ilk aslının duman olduğu bilim ve teknik vasıtalarının ilerlemesine kadar bilinmiyordu. Ancak bu, kabul edilen bir gerçektir. Bu gerçeği ise hiç kimsenin bilmediği bir zamanda Cenâb-ı Hâkk Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle bildiriyordu: “Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi ve yeryüzüne isteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin dedi. İkisi de isteyerek geldik, dediler.” (Fussilet s.11)
İlim adamları günümüzde, yıldızların hâlâ yaratılmakta olduğunu bunların birbirlerinden uzaklaşmakta olduğunu yani göğün genişlemekte olduğunu söylüyorlar. Kur’ân-ı Kerîm ise bu gerçeği 14 asır evvel şöyle bildiriyordu: “Biz semayı bir kuvvetle bina ettik, biz onu genişletmekteyiz.” (Zâriyat s. 47)
Allâh (c.c.) kime hidâyet etmeyi dilerse, onun göğsünü İslâm’a açar, gönlüne genişlik verir. Kimin de sapıklığını dilerse onun kalbini öyle sıkıştırır ki, imân teklifi karşısında göğe çıkacakmış gibi zorlukta olur. Allâh (c.c.) îmân etmeyenler üzerine böyle azap bırakır. (En’am s. 125)
Bu âyet-i kerîme ile asıl olan gaye, Mü’min ile kafirin İslâm karşısındaki hallerini ve psikolojik durumlarını açıklamakla beraber, ilmi bir gerçeği de ifade etmiş oluyor. Çünkü fezâya doğru yükseldikçe havanın azaldığını, hava azalınca da göğsün sıkılmaya başladığını ve hatta öyle zaman olur ki nefes almanın bile güç olduğunu bu gün ilim adamları söylemektedirler. Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz zamanında durumun böyle olduğunu bilen var mıydı? Bu gerçek, balonların ve uçakların keşfinden sonra farkedildi.
(Mehmed Çağlayan, Ehl-i Sünnet ve Âkâidi, s.130)